Tarımda verimli lojistik uygulamaları büyük önem taşır ve bu sayede taze gıda, tahıl ve canlı hayvanların varış noktalarına en iyi koşullarda ulaşması sağlanır.
Denizyolu taşımacılığı tahıllar, yağlı tohumlar ve hayvan yemi gibi dökme tarımsal ürünlerin ihracatı için en yaygın ve uygun maliyetli yöntemdir. Kargo gemileri kıtalar arasında büyük miktarlarda buğday, mısır ve pirinç taşıyarak ABD, Brezilya ve Türkiye gibi büyük tarım ihracatçılarını dünya pazarlarına bağlar. Mersin, İzmir ve İstanbul gibi Türkiye limanları tarımsal ticarette önemli bir rol oynamakta ve Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’ya ihracatı kolaylaştırmaktadır. Ancak, uzun transit süreleri nedeniyle bozulabilir ürünler, tazeliğini korumak için reefer konteynerler gibi özel nakliye çözümleri gerektirmektedir.
Karayolu taşımacılığı ise bölgesel ve yerel dağıtım için çok önemlidir. Kamyonlar ve trenler taze ürünleri, süt ürünlerini ve eti çiftliklerden işleme tesislerine, perakende pazarlarına ve ihracat merkezlerine taşımaktadır. Türkiye’nin iyi gelişmiş karayolu ağı, tarımsal ürünlerin ülke genelinde ve komşu bölgelere verimli bir şekilde taşınmasına olanak sağlamaktadır.
Hava taşımacılığı, hızlı teslimat gerektiren yüksek değerli ve çabuk bozulabilen tarım ürünleri için kullanılmaktadır. Taze meyveler, deniz ürünleri, çiçekler ve özel gıda maddeleri, uluslararası pazarlara en iyi durumda ulaşmak için genellikle hava taşımacılığına güvenir. Hava taşımacılığı en hızlı taşımacılık şekli olmakla birlikte, aynı zamanda en pahalısıdır ve bu nedenle yalnızca birinci sınıf tarım ürünleri için uygundur.
Tarımsal taşımacılıkta soğuk zincir lojistiğinin önemini göz ardı etmek mümkün değildir. Sıcaklık kontrollü depolama ve nakliye çözümleri bozulabilir ürünlerin korunmasına yardımcı olarak israfı azaltır ve raf ömrünü uzatır. Akıllı paketleme, GPS destekli takip ve otomatik depolar gibi yenilikler tarımsal tedarik zincirini daha da optimize ederek gıda ürünlerinin varış noktalarına mümkün olan en iyi koşullarda ulaşmasını sağlamaktadır.