Argemonia‘nın 18. Sayısına konuk olan Beykoz Üniversitesi, Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Ezgi Uzel Aydınocak, lojistik sektöründe nesnelerin interneti teknolojisini başarılı bir şekilde uygulamak için, tüm dünyada farklı alanlarda çalışan şirketlerin standart bir yaklaşıma sahip olması gerektiğini ifade ediyor.
Küreselleşmenin itici gücü ile değişen dünyada coğrafi ve kültürel sınırlar belirsizleşmiş, bu da bireylerin ihtiyaç ve isteklerindeki çeşitliliği artırarak tüketimlerini hızlandırmıştır. Bu değişim, işletmelerin hem ulusal hem de uluslararası pazarlarda tedarik zinciri boyunca ürün bulunabilirliğini ve zamanında dağıtım yapmalarını zorlaştırmaktadır. Pazarlama alanında da uzun bir süredir ürün oryantasyonundan hizmet oryantasyonuna bir paradigma kayması gerçekleştiği bilinmektedir. Bu durum, pazarlamada bazı alanların ön plana çıkmasıyla sonuçlanmıştır.
Günümüz pazar ortamında, işletmelerin yalnızca pazarlama karmasının ürün, fiyat ve tutundurma unsurlarını yöneterek rekabet avantajı elde etmesi güçleşmiştir. Piyasalarda sunulan ürünler, benzer fiyatlandırma stratejileri ile rakiplerle özdeşleşerek tutundurma faaliyetlerinde kısıtlamalara neden olmuştur. Böylelikle, pazarlama karmasının “yer” unsurunun rekabet için önemli bir araç haline geldiğini söylemek mümkündür.
İşletmeler, bu piyasa koşullarında kolayca rekabet edemedikleri için hizmet sunumlarında farklılaşmaya odaklanmaktadır. İşletmelere hizmet avantajı yaratan pazarlamanın ana bileşenlerinden biri de lojistik hizmetler olmuştur. Sipariş karşılama, fiziksel dağıtım, depolama, gümrükleme ve paketleme gibi lojistik hizmetler, işletmelerin pazarlama faaliyetlerini desteklemede önemli rol oynamaktadır. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra elektronik ticaretin ortaya çıkmasıyla, online alışverişte görülen artan talep trendi, işletmelerin ürün bulunabilirliğini artırarak lojistik hizmet kalitesinin iyileştirilmesi gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Daha hızlı, güvenilir, izlenebilir teslimat seçenekleri sağlanarak, sipariş karşılama da desteklenmektedir. Bu, işletmelerin, pazarlama faaliyetleri ile koordineli olarak tedarik zinciri ağlarını tasarlarken, kaynaklarını daha akıllıca planlamalarını ve yenilikçi teknolojilere yatırım yapmalarını gerektirir.
Endüstri 4.0’ın hayatımıza girmesinden sonra, nesnelerin interneti’nin (IoT) bu son teknolojinin en önemli unsurlarından biri olduğu ortaya çıkmıştır.
1990’ların sonlarına doğru radyo frekansı tanımlama teknolojisinin ortaya çıkmasıyla, nesnelerin sensörler ve vericiler aracılığıyla bağlanması ve iletişim kurması mümkün hale gelmiştir. McKinsey Global Enstitüsü’nün tanımına göre, nesnelerin interneti, ortamı izleyebilen, mevcut durumu rapor edebilen, talimatlar alabilen ve aldığı bilgilere göre hareket edebilen bir dizi cihazdan meydana gelmektedir. Günümüzde geniş bant internet, Wi-Fi ve bluetooth teknolojilerinin desteğiyle nesnelerin internetinin kullanılabilirliği ve etkinliği her geçen gün artmaktadır.
Nesnelerin interneti sağlık, tarım ve hayvancılık, enerji, şehir ve çevre işleri, ev otomasyonu, güvenlik, perakendecilik ve lojistik gibi pek çok alanda kullanılmaya başlanmıştır.
Amaç, üretkenliği ve verimliliği artırmak, alan ne olursa olsun daha kaliteli hizmet sunmaktır. Bu, nesnelerin kurduğu iletişim ağı üzerinden elde edilen büyük verinin analiz edilmesi ve iyileştirmeler sağlaması sayesindedir.
Lojistik ve tedarik zinciri, nesnelerin internetinin yaygın olarak kullanıldığı ana alanlardan biridir. Bu anlamda nesnelerin internetinin hem ticari müşterilere hem de son tüketicilere önemli faydalar sağladığı bilinmektedir. Depo operasyonları, nakliye ve son kilometre teslimatları başta olmak üzere, tedarik zinciri boyunca birçok lojistik faaliyette katma değer sağlar. Verimliliği ve etkinliği artırmanın yanı sıra emniyet ve güvenlik gibi unsurları destekleyerek müşteri memnuniyetine de katkıda bulunur ve hatta yeni iş modellerinin oluşturulmasına yardımcı olur.
Gerçek zamanlı izleme imkanının yanı sıra tedarik zinciri boyunca ham madde, nihai ürün ve kargo tarafından üretilen katma değer verileri sayesinde müşteri hizmet seviyelerini iyileştirdiği bilinmektedir. Ayrıca, işletmenin tahmin yeteneğini artırmak için büyük veri sağlayarak belirsizliklerin yönetilmesinde fayda sağlar. Bir anlamda, nesnelerin interneti, pazarlama lojistiği alanında standardizasyon, kalite, sürdürülebilirlik ve sürekli iyileştirmeye kapı açan önemli bir teknoloji olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tüm bu gelişmelere göre, faaliyetlerinde nesnelerin interneti teknolojisinden yararlanmak isteyen işletmelerin, depolama, nakliye veya son kilometre teslimatı gibi faaliyetlerinde avantaj elde etmek için tedarik zincirleri boyunca doğru bağlantıları kurmaları gerekmektedir. Bunun için tüm yerel ve uluslararası tedarikçiler, üreticiler, perakendeciler, lojistik hizmet sağlayıcıları ve diğer tüm taraflar arasında artan katılım, güçlü iş birliği ve ortak yatırım isteği gereklidir. Sonuç olarak, yakın gelecekte işletmelerin amacı gelişen bir nesnelerin interneti ekosistemi oluşturmak olmalıdır.
Ayrıca, lojistik sektöründe nesnelerin interneti teknolojisini başarılı bir şekilde uygulamak için, tüm dünyada farklı alanlarda çalışan şirketlerin standart bir yaklaşıma sahip olması gerekmektedir. Bununla beraber sensörler aracılığıyla elde edilen bilgilerin heterojen ortamlarda çalışabilecek bir altyapıya sahip olması esastır. Tedarik zinciri boyunca tüm tarafları endişelendiren gizlilik ve güven sorunlarını çözmek ise diğer önemli bir konudur. Elbette nesnelerin interneti teknolojisinin mimarisine, ağ tasarımına ve bunun getireceği maliyetlere gereken özen gösterilmelidir. Son olarak, bu teknolojinin avantajlarını anlamak ve özümsemek için işletmelerin kurum kültürlerinde ve iş zihniyetlerinde de bir değişim şarttır. Bu yeni dönemde pazarda ayakta kalmanın en önemli şartlarından biri olan yeni teknolojilere uyum sağlama konusunda, şirketlerin en kısa sürede değişime olan direnci kırmaları ve yeni iş modelleri geliştirip, bu modelleri benimsemeleri uygulamaları önerilmektedir.