Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasında bir köprü olan coğrafi konumu, uluslararası karayolu taşımacılığındaki rolünü önemli derecede etkilemektedir. Türkiye’nin karayolu lojistik sektörü sadece bölge içinde değil, küresel ticaret için de hayati önem taşımaktadır. Türkiye’nin son yıllarda geliştirdiği ikili ticari anlaşmalar ve yollardaki genel durum, uluslararası karayolu taşımacılığının gelişmesindeki önemli etmenler arasında yer alıyor.

Güçlü Bir Karayolu Lojistiğinin Kaynağı: Altyapı

Türkiye’nin karayolu altyapısı, sahip olduğu lojistik ağının çok önemli bir bileşenidir. Türkiye, malların daha sorunsuz ve daha verimli bir şekilde taşınmasını kolaylaştırmak için karayollarını modernize etmek ve genişletmek için büyük yatırımlar yapmıştır. 

Türkiye, büyük şehirleri ve limanları kırsal alanlara bağlayan ve uzunluğu 68.000 kilometreyi aşan geniş bir karayolu ağına sahiptir. Bu ağ, Trans-Avrupa Otoyolu (TEM) ve TRACECA (Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaşım Koridoru) gibi uluslararası ulaşım koridorlarının bir parçası olan birkaç önemli otoyolu içermektedir.

 Ülke, otoyollarını uluslararası standartlara uygun hale getirme konusunda önemli adımlar atmıştır. İstanbul-İzmir Otoyolu ve Kuzey Marmara Otoyolu gibi projeler seyahat sürelerini kısaltmış ve karayolu taşımacılığının güvenilirliğini artırmıştır. 

Rekabetçi Lojistik Performansı

Türkiye’nin lojistik performansı, uluslararası karayolu taşımacılığı karnesinin önemli bir unsurudur. Türkiye, lojistik verimliliğini artırma konusunda kayda değer bir ilerleme kaydetmiştir ve bu ilerleme çeşitli küresel sıralamalara da yansımıştır.

 Dünya Bankası’nın Lojistik Performans Endeksi’ne (LPI) göre, Türkiye lojistik yeterlilik, takip ve izleme ve zamanlılık konularında nispeten üst sıralarda yer almaktadır. Bu sıralamalar, uluslararası ticaretin taleplerini karşılayabilecek gelişmiş bir lojistik altyapısına işaret etmektedir.

 Etkin gümrük prosedürleri ve iyileştirilmiş sınır yönetimi uygulamaları gecikmeleri azaltmış ve malların hareketini kolaylaştırmıştır. Tek Pencere Sistemi ve e-gümrük gibi girişimler bu iyileşmede önemli bir rol oynamıştır.

 Türkiye, yük taşımacılığından depolama ve dağıtıma kadar geniş bir yelpazede hizmet sunan ve sayıları giderek artan lojistik hizmet sağlayıcılarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu rekabet ortamı, sektörde yenilikçiliği ve verimliliği teşvik etmektedir.

Büyümenin Teşvik Edilmesi

Türkiye’deki yasal mevzuat, ülkenin uluslararası karayolu taşımacılığı ortamının şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Sektörün rekabet gücünü artırmak için kapsamlı politikalar ve düzenleyici reformlar hayata geçirilmiştir. 

AB’ye katılım sürecinin bir parçası olarak Türkiye, taşımacılık mevzuatının birçoğunu AB standartlarıyla uyumlu hale getirmiştir. Bu uyum, güvenliği, verimliliği ve Avrupa lojistik sistemleriyle uyumluluğu artırmıştır. Türk hükümeti, altyapı projelerine özel yatırımları çekmek için Kamu-Özel Sektör Ortaklıklarını (PPP’ler) aktif olarak teşvik etmiştir. 

Bu yaklaşım, büyük otoyol projelerinin tamamlanmasını sağlayarak ülke içi ve dışı ulaşım ağının genel olarak iyileştirilmesine büyük katkı sunmuştur. Son yıllarda ise sürdürülebilirlik politikası doğrultusunda adımlar atılmaktadır. Bu doğrultuda karayolu taşımacılığı sektörünün karbon ayak izini azaltmak için çevre dostu araçların kullanımını ve yeşil lojistik merkezlerinin geliştirilmesini teşvik eden politikalar uygulanmaktadır.