Tedarik Zincirinin Hız Kesmeyen Dönüşümü
  • Aralık 10, 2022
  • Blog

Dijitalleşme ve sürdürülebilirliğin herkesin odağına girdiği yeni dönem, tüm sektörleri dönüştürdüğü gibi lojistik ve küresel tedarik zincirlerinde de değişim ve dönüşümlerin yaşanmasına sebep oluyor. Hem departmanlar hem de şirketler arasındaki lojistik kombinasyonu oluşturan tedarik zinciri operasyonlarında, dijital ve sürdürülebilir anlamda geleceğe dair atılan adımlar sektörü dönüştürüyor.

Son iki yılda hayatlarımızda çok şey değişti. Dünya gündemi, küresel çapta ardı ardına yaşanan talihsizliklerin yanı sıra teknolojik bazı gelişmeler ışığında bugün bambaşka noktalara taşınmış durumda. Hızla ilerleyen teknolojinin ulaştığı boyut sayesinde dijital süreçler bugün tüm sektörlerin işleyişinde önemli bir konuma ulaştı.

Aynı şekilde iklim değişikliğinin etkilerini daha fazla hissetmeye başlamamız ile sürdürülebilirlik kavramı hayatımızın merkezine yerleşti. Giderek ısınan ve kaynakları her geçen gün hızla tükenen dünyanın yaşadığı iklim krizi, hükümetlerin ardından sektörleri de harekete geçirdi. Bu krizde payı olan tüm sektörler, iş süreçlerine sürdürülebilirliği entegre ederek daha temiz ve yeşil bir çalışma ortamı yaratmak için girişimlerini sürdürüyor.

Dijital tedarik zincirinin küreseldeki başarılı örnekleri incelendiğinde, gelirlerinin büyük bir kısmını sadece ticari faaliyetlerinde değil, aynı zamanda tedarik zincirinde teknolojideki yeniliklere harcadıkları görülüyor

Dijitalleşme ve sürdürülebilirliğin herkesin odağına girdiği yeni dönem, tüm sektörleri dönüştürdüğü gibi lojistik ve küresel tedarik zincirlerinde de değişim ve dönüşümlerin yaşanmasına sebep oluyor. Milli ekonomilerin gelişmesi için en önemli katkıyı sağlayan lojistik sektörü, bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle küresel ölçekte önemini her geçen gün artırırken lojistik süreçler arasındaki en önemli bağ olan tedarik zinciri de bu gelişmelere dahil oluyor. Özellikle de son iki yıldır ham madde üreticisinden, son tüketiciye kadar, hareket eden tüm hizmet ve faaliyetleri kapsayan tedarik zinciri ciddi bir dönüşüm içine girmiş durumda. Hem departmanlar hem de şirketler arasındaki lojistik kombinasyonu oluşturan tedarik zinciri operasyonlarında, dijital ve sürdürülebilir anlamda geleceğe dair atılan adımlar sektörü dönüştürüyor.

Tedarik Zincirinin Zorlu Geçen Son İki Yılı

Koronavirüs dünya genelinde üretim ve lojistik aşamalarını önemli derecede sekteye uğratırken küresel ticareti ve ülke ekonomilerinin yavaşlamasına neden oldu. Pandemiden olumsuz etkilenen ticari faaliyetler, ülkelerin ekonomilerini derinden sarsarak ciddi bir sağlık sorununun yanı sıra küresel bir ekonomik krize de neden oldu ve salgın, uluslararası ticaretin neredeyse tüm kollarının dönüşmesine sebep oldu. Bu süreçte gerek ticaretin ve ihracatın gerekse toplum sağlığının ve ihtiyaçların iyileştirilmesi için çalışmalar yapıldı. Çalışmaların yapıldığı, dönüşüme uğrayan alanlardan biri de lojistik ve tedarik zincirleri oldu.

Karantina uygulamaları tedarik zincirini olumsuz yönde etkilerken havalimanı ve limanlarda konteyner taşımacılığının teslimat süreleri ve maliyetleri arttı. Boş konteyner bulmakta zorluk çekilmesi, konteyner gemilerinin karantina uygulamaları nedeniyle yüklerini indirmek için uzun süre beklemesi ve yükünü boşaltan gemilerin limandan çekilememesi gibi lojistik etkenler, tedarik zincirine zarar verirken ticari faaliyetlerde kopmalara sebep oldu. Yapılan araştırma sonuçlarında firmaların gelir ve güven kayıpları yaşadığı ve yüzde 73’ünün pandemi nedeniyle tedarik zincirinde olumsuzluk yaşadığı görüldü. Piyasa hareketliliği ve jeopolitik etkenlerin baskısı altında kalan tedarik zincirinin çıkış noktası ise teknoloji oldu.

Dijitalin Dönüştürücü Etkileri

Tedarik zincirinde dijital dönüşüm; bilgi, iletişim, bilgi işlem ve bağlantı teknolojilerini envanter yönetimine, bilgi depolamadan nakliye ve dağıtıma kadar tedarik zinciri operasyonlarına uygulama ve entegre etme sürecini kapsıyor. Özellikle gerçek zamanlı görünürlük, ortaya çıkabilecek darboğazların erkenden tespitine yardımcı olurken, dijital ikiz ve 3D baskı gibi yeni teknolojiler süreç içinde yaşanabilecek kesintileri azalttığından tercih edilme oranı daha yüksek sistemler olarak öne çıkıyor.

Tedarik zincirindeki süreç, nesnelerin interneti ve yapay zeka ile birleştiğinde daha verimli, doğru ve güvenli sonuçlar elde ediliyor. Bu da pandemi döneminde ciddi bir küresel tedarik zinciri krizi yaşayan şirketlerin, süreçlerini dijitalleştirerek riskleri ortadan kaldırmak istemelerine sebep oldu. Şirketler, tedarik zinciri üzerinde risk oluşturabilecek her türlü güvensiz durumu öngörebilmek ve engelleyebilmek için teknolojik sistemlerle dönüşürken, sektörde yepyeni bir dünyanın da kapısı aralanıyor.

Bu hızla gidilirse bugün sadece hayali kurulan fütüristik yaklaşımlar yakın gelecekte yaşadığımız gerçekler hâline gelecek. Örneğin departmanlarda insansız süreçler artarken robotların etkinliği artacak. Ya da tüm depolama süreçleri tamamen otomatik bir hale evrilecek. Bugün hâlâ gelişme içinde olan bu süreçlerin sektör içindeki dijitalleşme doğru ve başarılı bir şekilde uygulanırsa gerçeğe dönüşmesi bekleniyor.

Dijital tedarik zincirinin küreseldeki başarılı örnekleri incelendiğinde, gelirlerinin büyük bir kısmını sadece ticari faaliyetlerinde değil, aynı zamanda tedarik zincirinde teknolojideki yeniliklere harcadıkları görülüyor. Robotik otomasyon, drone, sensör tabanlı izleme, artırılmış gerçeklik ve yapay zekâ gibi dijital sistemleri tedarik zinciri işleyişlerine entegre eden şirketler özellikle tüketim ve perakende tedarik zincirinde büyük gelir artışı sağlıyor.

Örnek vermek gerekirse Walmart bu konuda çalışmalarını aralıksız sürdüren şirketlerden. Global perakende satış zinciri Walmart, dijital sipariş akışını daha iyi yönetmek istediği için yakın dönemde teslimat sistemini destekleyen bir teknoloji platformu oluşturdu. Şirket bu sayede 2021’de mağazadan teslim alma ve teslimat kapasitesini yüzde 20 artırdığını ve bu yıl ise oranı yüzde 35’e çıkarmayı planladığını açıkladı. Şirketin yakın gelecek hedefleri arasında ise pazar yeri entegrasyonu ve otonom teslimat bulunuyor.

Şirketler, sürdürülebilir stratejileri tüm tedarik zincirini içine alacak şekilde genişlettiğinde hem şirket operasyonlarının geleceği hem de paydaşları ve toplumun geneli adına uzun vadeli değer yaratılabilecek

Buna benzer gelişmelerden biri de dünyanın en büyük yiyecek ve hızlı tüketim ürünleri üreten şirketlerinden Unilever’de yaşanıyor. Şirket, stoklarının daha bütünsel ve ayrıntılı yönetimini sağlamak için, gelişmiş analitik veriye dayalı sistemden yararlanıyor. Verileri marka, müşteri, kategori ve kanala göre ayrıştıran sistem, üretimin devamlılığı, tüketici satın alma alışkanlıkları ve perakende zincirlerinin talepleri gibi konuların kolaylıkla okunabilmesine imkân tanıyor.

Sürdürülebilir Yaklaşıma Talep Artıyor

Şirketlerin yalnızca şirket içi operasyonlarında değil, ürünlerinin tüm yaşam döngüsü boyunca sürdürülebilirlik anlayışını benimsemeleri günümüzün en önemli gerekliliklerinden biri olmuş durumda. Tüm sektörlerde olduğu gibi lojistik sektöründe de yeşil dönüşüm adına yaşanan gelişmeler bu gerekliliği daha da artırıyor. Bu doğrultuda da son dönemde şirketlerin, tedarikçileri ve paydaşları ile birlikte iş süreçlerini ölçerek, denetleyerek ve bu konuda iş birlikleri kurarak, tedarik zincirlerini sürdürülebilir kıldıklarını ve bunu rekabet avantajına dönüştürdükleri görülüyor.

UN Global Compact sürdürülebilir tedarik zincirini; ürün ve hizmetlerin yaşam döngüsü boyunca çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerinin yönetimi ve iyi yönetişim uygulamalarının teşvik edilmesi olarak tanımlıyor. Günümüzde bir ürünün karbon ayak izinin yaklaşık yüzde 45 ile yüzde 65’i tedarik zincirinde ortaya çıkıyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde şirketler, sürdürülebilir stratejileri tüm tedarik zincirini içine alacak şekilde genişlettiğinde hem şirket operasyonlarının geleceği hem de paydaşları ve toplumun geneli adına uzun vadeli değer yaratılabilecek.

Tedarik Zincirinde Sürdürülebilirliğin Rolü

Ülkelerin, önlerindeki iklim liderliği fırsatlarını bir an önce fark ederek ulusal iklim politikalarını, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımlarını destekleyecek, kömür ve diğer fosil yakıtları merkezlerinden uzaklaştıracak şekilde gözden geçirmeleri gerekiyor. Tedarik zinciri yönetilirken, lojistik süreçlerin de etik, sosyal ve ekolojik yönleri dikkate alınarak sürdürülebilir bir şekilde uyumlu hâle getirilmeli. Bu sebeple belirlenen sürdürülebilirlik hedefleri sektör genelinde net bir şekilde uygulanmalı ve tedarik zincirinin tüm operasyonlarında şeffaf bir ortam oluşturulmalı.

Türkiye’de ise tedarik zincirini doğrudan etkileyen lojistik sektörü kaynaklı toplam sera gazı emisyonlarını düşürmek için demiryolu yatırımlarına gerek kamu gerekse de özel sektör tarafından daha fazla önem verilmesi şart. Ağırlıklı olarak karayolu ile taşınan yükün demiryolu ve kombine taşımacılık gibi çevre dostu taşıma türlerine kaydırılması, taşıma türleri arasındaki yük aktarmalarının kolaylaştırıldığı lojistik merkezlerin doğru kurgulanması ve sürdürülebilirlik prensibi esasında getirilecek mevzuat ve uygulama değişikliklerinin gündeme alınması da gerekiyor.

Gelişmekte olan pazarlarda tedarik zincirinde sürdürülebilirlik uygulamaları yasal riskleri azaltması sebebiyle şirketlere olumlu katkı sağlıyor. Bu da rakipler arasında şirketi öne çıkarması sebebiyle sürdürülebilir yaklaşımlara ilgiyi artırıyor. Konu özelinde Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Paris İklim Anlaşması kararları da önemli bir rol üstleniyor. Küresel çapta sürdürülebilir kalkınma ve dönüşümü hedefleyen bu kararlar, şirketleri ekonomik, çevresel ve sosyal anlamda sürdürülebilir sistemler ve uygulamalar geliştirmeye ve yenilenmeye teşvik ediyor. Hedefler doğrultusunda tedarik zincirinde dönüşümler başlasa da daha atılması gereken çok adım var. Tüm prosedürler doğru bir şekilde uygulandığında tedarik zincirleri şeffaf ve güvenilir bir hâle geleceği gibi aynı zamanda küresel arenada öncelikli tercih olacağından şirketlerin piyasadaki avantajlarını artıracak.

advanced divider

PAYLAŞ:

Her sayısıyla lojistik sektörünün güncel konularını okuyucuları ile buluşturan Argemonia’nın tüm sayılarına aşağıdaki linkten ulaşabilir, en güncel konuları Blog sayfamızdan takip edebilirsiniz.

    Deniz Taşımacılığında Doğru Lojistik Firmasının Önemi
    Temmuz 5, 2024

    Türkiye’den Denizyolu ile Maden Taşımacılığı Rehberi

    Türkiye, gittikçe artan maden çıkarma kapasitesi ile küresel maden

    Kombine Taşımacılıkla Sınırları Kaldırmak
    Haziran 26, 2024

    Avrupa’dan Afrika’ya İntermodal Taşımacılık: Türkiye-Fransa-Afrika

    Ülkeler arasında yapılan taşımacılık faaliyetlerinde farklı lojistik çözümlerinin tercih