- Temmuz 2, 2021
- Blog
İnsanların satın alma alışkanlıklarına paralel hareket eden e-ticaret sektörü, tüketici deneyiminin hızlı şekilde değişmesi ve teknolojinin süratli gelişimi ile birlikte artık değişimin trend değil, rekabetçilik ve devamlılık olduğunun daha fazla farkında. Bu farkındalık dijital alışverişin yenilikler edinmesini sağlamanın yanında mevcut fenomenlerin de yapısını değiştirmeye başladı.
Pek çok alanda değişimin katalizörü olan COVID-19, e-ticaret sektöründe başka hiçbir alanda görülmeyen ve öngörülemeyen şekilde bir büyüme gerçekleştirdi. Kilitlenmeler yeni normal haline geldikçe, işletmeler ve tüketiciler giderek daha fazla dijitalleşti, çevrim içi olarak daha fazla mal ve hizmet sağlayarak ve satın alarak, e-ticaretin 2019 yılında yüzde 14 olan payını 2020 yılında yüzde 17’ye yükselti. Statista’nın verilerine göre, küresel e-ticaret satışları 2020 yılında 4,28 trilyon dolar olarak gerçekleşti ve zaten firmalar için kârlı bir seçenekken bundan sonrasında kaçınılmaz olduğunu ortaya koydu. Statista, 2022 yılında e-perakende gelirinin 5,4 trilyon dolara ulaşacağını öngörüyor ve çevrim içi alışverişlerin dünya çapında en popüler sanal etkinlik olduğuna dikkat çekiyor.
Salgın ile birlikte e-ticaretin artan kullanımı, beraberinde artan talepler ve değişime açık eğilimler de getirdi. Aslında e-ticaret her zaman değişen bir sektördü ancak pandemi ile fiziksel ve çevrim içi alışveriş arasındaki çizginin bulanıklaşmaya ve ibrenin çevrim içi alım satımdan yana dönmesi ile değişim de hız kazanmaya başladı. İnsanların satın alma alışkanlıklarına paralel hareket eden e-ticaret, tüketici deneyiminin hızlı şekilde değişmesi ve teknolojinin süratli gelişimi ile birlikte artık değişimin trend değil, rekabetçilik ve devamlılık olduğunun daha fazla farkında. Bu farkındalık da dijital alışverişin yenilikler edinmesini sağlamanın yanında mevcut fenomenlerin de yapısını değiştirmeye başladı.
Yapay Zeka Bir Patent Savaşına Dönüştü
Çevrim içi rekabet büyüdükçe, müşterilere benzersiz deneyimler sunmak daha da önemli bir hal alacak. Bu, mobil cihaz araştırmalarından mağazalara veya satış ortaklarına kadar her temas noktasında giderek daha kişiselleştirilmiş bir hizmet talebine dönüşecek ve elbette talebin en temel yürütücüsü teknoloji olacak. Kaldı ki daha şimdiden, yapay zeka, müşteri memnuniyeti ve kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimi noktasında firmalarca kullanılmaya başlandı. Yapay zeka ürünler henüz istenilen seviyede ve oranda varlık gösteremese de birkaç sene içinde tüketicinin en önemli yardımcıları haline gelecek. Yapay zeka destekli bir öneri motoru, artık hemen her e-ticaret işletmesinin yatırım başlıklarından birini oluşturuyor. Müşteriler için yeni ilginç ürün ve içerikler sunan bu yapay zekalar, aynı zamanda işletmenin kazancını artırması adına önemli bir kapı. Yapılan araştırmalar Google, Amazon, Netflix gibi devler de dahil olmak üzere önde gelen teknoloji firmalarının son beş yıl içinde yapay zeka için yaklaşık 30 milyar dolar harcadığını gösteriyor. Dünyanın önde gelen teknoloji şirketleri arasında bir patent ve fikri mülkiyet yarışına dönüşen yapay zekanın alt başlıklarını oluşturan makine öğrenmesi, robotik, sanal asistanlar ve sesli konuşma en popüler yatırım alanlarından.
Netflix, üç sene önce yaptığı bir açıklamada, yapay zeka destekli kişiselleştirilmiş tavsiyelerin abone iptallerini büyük oranda engelleyerek, 1 milyar dolar gelir kazandırdığını söyledi. Forbes da yapay zeka destekli pazarlama kampanyalarının, müşteri katılımını yedi kat ve gelirleri üç kat artırdığını gösteren bir çalışma ortaya koydu.
Sesli Ticaret Ufukta
E-ticaret dünyasında çok yeni bir eğilim de ses teknolojisinin yükselişi. Amazon Echo ve Google Home gibi sesli cihazların piyasaya sürülmesi, insanların sesle etkinleştirilen çevrim içi tarama yoluyla markalarla nasıl etkileşim kurabileceğine dair yeni yollar gösterdi. Bu sesli tarama, müşteriler tarafından geniş çapta benimsendi ve bu sebeple ses ticareti yükselişte. Ses ticareti, bir ses cihazı kullanılarak gerçekleşen, işletmeyle yapılan herhangi bir işlemi tanımlamak için kullanılan bir terim. Ticarette nispeten yeni olan sesli taramanın, sadece ABD’de 2016’dan 2020 yılına kadar 40 milyar dolarlık bir satış hacmi oluşturduğu tahmin ediliyor. Voicefront’un tahminlerine göre, 2023 yılında dünya çapında 8 milyar sesli asistan oluşacak ve çevrim içi satın alıcıların yüzde 51’i bunları kullanacak.
Çevrim İçi Ürünler Somutlaşıyor
E-ticaretin, sunduğu sayısız avantaja rağmen, dezavantajları da yok değil. Bu dezavantajların başında fiziksel mağazalarda olduğu gibi ürünün satın almadan önce deneyimlenememesi geliyor. Brizfeel tarafından yapılan “Çevrimiçi Alışveriş Davranışı Eğilimleri 2021” anketine göre, müşterilerin yüzde 51’i çevrim içi alışverişin en büyük dezavantajının bir ürünü satın almadan önce dokunamamak, hissedememek ve deneyememek olduğunu söylüyor.
Fiziksel mağazaların kademeli olarak azalmaya başlamasının yanında COVID-19 nedeniyle artan hassasiyetten dolayı bu deneyim ortadan kalkmak üzere. Ancak teknolojinin her zaman bir adım önde olması bu soruna da çözüm bulma noktasında. İşletme sahipleri artırılmış gerçeklik (AR) teknolojisi ile müşterilerin ürünleri satın almadan önce onlarla etkileşime geçebilecekleri alışveriş deneyimleri yaratmaya başladılar. Örneğin, Shopify’ın artırılmış gerçeklik ürünü, ürünlerin hedefe uygun olduğundan emin olmak için satın almadan önce müşterilerin ürünleri doğal ortamda görmelerine olanak sağlıyor.
Google, Amazon, Netflix gibi devler de dahil olmak üzere önde gelen teknoloji firmaları son beş yılda yapay zeka için yaklaşık 30 milyar dolar harcadı
Çevrim içi ürünü somutlaştıran bu sistem, karar vermede önemli bir mekanizma. Yapılan araştırmalar da bunu doğrular nitelikte. Retail Perceptions tarafından yapılan bir araştırmaya göre, sanal ortamda alışveriş yapanların yüzde 61’i AR talep ederken, yüzde 40’ı AR aracılığı ile deneyimleyebilecekleri bir ürün için daha fazlasını ödemeye istekli bakıyor.
Sosyal Alışveriş Artıyor
Bugünün satıcıları, sosyal medya platformlarında reklam vermekten çok daha fazlasını yapıyor. Sosyal medyanın satış yeteneklerinin iyileştirilmesiyle, bu platformları kullanan müşteriler direkt olarak satın alma gerçekleştirebiliyorlar.
TikTok, Instagram, Twitter, Pinterest, Facebook ve YouTube, “satın al” butonlarını devreye alan ve sosyal satış özelliklerini önemli ölçüde iyileştiren sosyal medya kanalları arasında yer alıyor. Örneğin Instagram, işletmelerin gönderilerinde ve hikayelerinde ürün etiketlerini etkinleştirmelerine olanak tanıyan “alışveriş yapılabilir gönderi” özelliğini başlattı.
Facebook’un 2020’de yaptığı “Instagram Mağazaları” lansmanı da e-ticaret dünyasında ses getirdi. E-ticareti sosyal medyanın en büyük platformlarından biri ile harmanlayan bu lansman, doğrudan Amazon’u hedefliyor. Ayrıca Çin’in popüler sosyal medya platformu WeChat de Sephora ve Nike’tan Gucci ve Armani’ye kadar uzanan küresel markaları cezbeden sosyal ticaret mini programıyla e-ticaret hedeflerine yoğun bir şekilde yatırım yapıyor.
COVID-19 krizinin ortasında, küresel sosyal ticaret pazarının yüzde 31,4 gibi yüksek bir hızla artacağı tahmin ediliyor. Alışveriş yapanlar dijital alışkanlıklara bağlı kaldıkça ve hem e-ticaret hem de geleneksel perakendeciler COVID-19 sonrası ortama hızla uyum sağladıkça, sosyal ticaret 2021’de büyümeye devam edecek.
B2B Ticaret Çemberini Büyütüyor
E-ticaret artık B2C (işletmeden tüketiciye) tarafından yönetilmiyor. B2B e-ticareti son yıllarda hızlı yükselişi ile beraber koltuğu devraldı. Araştırmalar B2C ile kıyaslandığında B2B’nin geçtiğimiz sene iki kat daha yüksek artış kaydettiğini ve 2020 yılında B2B e-ticaretin 6,6 trilyon dolarlık bir ticaret hacmi oluşturduğunu gösteriyor.
Geleneksel yöntemlere kıyasla dijital işlemler işletmeler için azalan gider anlamına geliyor. Diğer yandan dijitalizasyonu temsil eden bu yüzyılda B2B e-ticaret artık rekabetçi olma yöntemlerinden de biri haline geldi. Hızlı gelişim gösteren B2B alanında faaliyet gösteren işletmelerin, daha kusursuz işleyen gelişmiş kota yönetimi, fiyat pazarlığı, kolay sipariş ve envanter yönetimi uygulamalarına daha kolay uyum sağlayacağı belirtiliyor.
Yeni Ödeme Seçenekleri Oluşacak
Müşterilerin mevcut bir ödeme kanalı olmadan, çevrim içi mağazadan alışveriş yapmaları mümkün değil. Diğer yandan sanal dünyanın sürekli çeşitlenmesi ile beraber tüketicilerin ödemeye yönelik beklenti ve talepleri de değişiyor. Bu nedenle rekabetçi kalabilmek için potansiyel alıcıların talep ettiği yeni ödeme şekillerine dikkat etmek gerekiyor. Şu anda, Google Pay, Paypal, Apple veya Samsung Pay gibi dijital cüzdanlar, e-ticaret işletmeleri tarafından yaygın olarak uygulanıyor. Bu dijital hizmetler, insanların elektronik işlemlerle alışveriş yapmalarına olanak tanıyarak daha sorunsuz bir alışveriş deneyimi yaşatıyor. İnsanlar artık bu tür dijital ödemeleri talep ediyor. Aslında, sanal dünyadaki insanların yüzde 70’i dijital ödemelerin 2030’a kadar nakit ve kartların yerini almasını bekliyor.
Bir süredir fırtına kopartan bir başka ödeme seçeneği de kripto para. Şimdiye kadar kripto para birimleri büyük ticari işlemler için çok kere kullanıldı. Son olarak, mobilya perakendecisi Overstock kısa süre önce ShapeShift ile ortaklık kurarak çevrim içi mağazalarında 60’tan fazla kripto para birimini ödeme aracı olarak kabul etti.
Kişiselleştirilmiş Bir Standart Sunacak
E-ticaretin kişiselleştirilmesi, son birkaç yılda işletmeler arasında büyük bir trend haline geldi ancak 2021’de ve önümüzdeki yıllarda, sadece bir trend olmayacak. Müşterilerin kişiselleştirme beklentisi arttıkça, kişiselleştirme bir e-ticaret standardı haline gelmeye başladı. Araştırmalar, müşterilerin yüzde 33’ünün kişiselleştirmenin yetersiz olduğu veya hiç olmadığı bir işletmeyle ilişkilerini sona erdirdiğini gösteriyor.
Dahası, kişiselleştirme daha sofistike bir pazarlama stratejisine dönüştü. Kişiselleştirmenin bir müşteriyi adıyla kabul etmekle ilgili olduğu günler geride kaldı. Şimdi, e-ticaretin kişiselleştirilmesi, müşteriye benzersiz ve ona özel alışveriş deneyimini dinamik olarak göstermekle ilgili. Bu, demografik bilgiler, göz atma davranışı, satın alma geçmişi ve alışveriş yolculuklarıyla ilgili diğer verilerden oluşan kişisel bilgileri analiz ederek yapılıyor.
E-Ticaret ile Müşterilerimize Yeni İş Fırsatları Yaratmak İstiyoruz
Globelink Ünimar’ın e-ticaret, mikro ihracat, ETGB ve hızlı kargo çözümleri ile ilgili bilgi veren Globelink Ünimar Strateji ve İş Geliştirme Müdürü Uygar Sül “önümüzdeki yıllarda her şeyin değişim anı olarak 2020’yi baz almamız muhtemel. Pek çok alanda benzersiz bir değişime ve dönüşüme sebep olan pandeminin artılarını ve eksilerini ayrı ayrı değerlendirmek gerekecek ancak artılar söz konusu olduğunda, e-ticaretin yaşadığı dönüşümün büyüklüğü kesinlikle benzersiz.
Değişen tüketici davranışları ve teknolojinin durdurulamaz hızı ile beraber sürekli bir gelişim gösteren bu sektör, küresel rekabet gücünün de anahtarını elinde bulunduruyor. Bu rekabet, küresel ticaretin parçası olan her işletme için bir gerçeklik.
E-ticaretin artan payı ve değişimi hiç şüphesiz ki, lojistik sektörü için de bir bağlayıcılık taşıyor çünkü ürünlerin müşteriye teslimi, ticaretin ve dolayısıyla e-ticaretin bir parçası ve tedarik zincirinde önemli bir aşama. Pandemi ile beraber yapılan araştırmalar gösteriyor ki, alıcılar ürün ve hizmetlerin kendilerine hızlı ve güvenli bir şekilde gönderilmesini önceliklendirmiş durumda. Bu da aslında lojistik ve taşıyıcı firmaların sorumluluğunu ikiye katlıyor; bir yandan hem kendi müşterilerinin hem de onların müşterilerinin memnuniyetini sağlamak zorundalar. Bu sebeple de lojistik dünyasının e-ticarette yaşanan değişimi ve yeni beklentileri doğru okuması ve sanal ticarete paralel olarak dijitalleşmesi gerekiyor.
Sınır ötesi e-ticaret ve dijitalleşme, 2021 yol haritamızdaki önemli başlıklarımızdan
Müşteri memnuniyetini ve küresel ticaretin devamlılığını sağlıklı bir şekilde sürdürmesini son derece önemseyen bir şirket olarak, e-dünyada yaşanan her türlü değişimi yakından takip edip, bu yeni fenomenleri altyapımıza entegre ederek sürekli olarak güncel kalmaya çalışıyoruz. Uzun dönem yatırım ve finansal projeksiyonlarımız içinde 2020 yılını detaylı şekilde analiz ederek, 2021 ve sonrası için yol haritamızı şekillendirdik. Bunlar içinde sınır ötesi e-ticaret ve dijitalleşme önemli başlıklarımızdan.
Tüm müşterilerimizin süreçlerini uzman ekibimizle titizlikle takip ediyoruz. Müşterilerimize sunduğumuz gönderi takibi, online teklif alma, e-konşimento ve e-lojistik için blockchain fırsatları uygulamaya başladığımız ve planladığımız dijitalleşme faaliyetlerinin başında geliyor.
Altyapımıza ve birimlerimize yapacağımız yeni yatırımlarla sadece firmamızın değil, müşterilerimizin de dijital dünya ile daha uyumlu olmasını hedefliyoruz. Bu sayede onlar için potansiyel pazarlar oluşturup, yeni iş fırsatları yaratmak istiyoruz. Tedarik zincirinin her aşamasında memnuniyet, güven ve birlikte büyüme hedefi ile ilerleyen bir firma olarak e-ticaret ve dijitalleşme alanındaki yatırımlarımıza devam edeceğiz.”
PAYLAŞ:
Siz de e-ticaret konusundaki tüm taleplerinizi çözüme kavuşturacak bir ekip ile çalışarak ürünlerinizin adreslerine güvenle ulaşmasını istiyorsanız hizmetlerimizi ziyaret edebilir, tek tıkla fiyat teklifi alabilirsiniz.
Stevedoring Nedir? Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?
Eski dönemlerden beri en yaygın ulaşım ve taşıma yöntemlerinden
Türkiye’den Denizyolu ile Maden Taşımacılığı Rehberi
Türkiye, gittikçe artan maden çıkarma kapasitesi ile küresel maden