Hava Kargo Pandeminin Getirdiği Yoğun Bir Talep Yaşıyor
  • Haziran 16, 2021
  • Blog

Yolcu pazarlarındaki toparlanmanın henüz gerçekleşememiş olması sebebiyle hava kargo pazarlarında hissedilen daralmanın sonu görünmüyor belki ama 2021’in başları ile beraber bir umut ışığı oluştu.

COVID-19’un dünya çapında neden olduğu tecritlerin ve kısıtlamaların birinci yıl dönümünü geride bırakmış olmamıza rağmen, dünyanın birçok yerinde yeni dalgalanmaların ve varyantların ortaya çıkması nedeniyle seyahate, iş ve sosyal hayata yönelik katı gereklilikler haberlerini hâlâ okuyoruz, dinliyoruz.

Benzeri görülmemiş ölçüde yaşanan bu izolasyon, dünya çapında pek çok endüstri üzerinde etkili oldu. Küresel ölçekte getirilen seyahat kısıtlamaları ile beraber hava taşımacılığı da bundan nasibini yoğun şekilde aldı. Yolcu uçuşlarının askıya alınmasına yol açan pandemi, küresel göbek yük kapasitesinde akut bir kayıpla sonuçlandı. Dünya çapında hayati önem taşıyan tedarikleri ve tedarik zincirinin yaşam hattını korumak için kargo operatörleri, kapasite eksikliğini gidermek adına uçaklarını daha uzun süre havada tuttu. Birçok yolcu hava yolu şirketi, uçaklarını yalnızca kargo uçuşları için yeniden tasarlarken, bazıları kargo kapasitesini artırmak için kabin koltuklarını bile çıkardı.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), pandemi öncesi tüm uluslararası hava kargo kapasitesinin yüzde 60’nın yolcu uçaklarının karnında taşındığını ve 2020’de bu kapasitenin dörtte bir oranında kayıp yaşadığını belirtiyor.

Hava kargo hacimleri ocak ayında yüzde 9 artış kaydederek, yüzde 66’ya ulaştı. Bu, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18’lik bir artış demek.

Yılda 52 milyon metrik tondan fazla mal taşıyan ve küresel ticaretin yüzde 35’ini karşılayan hava yolları, geçen yıl salgının baş göstermesi ile bir nevi ekonomik can kurtarana dönüştü. Çok fazla ihtiyaç duyulan ilaçların, tıbbı ekipmanların sağlanmasında ve küresel tedarik zincirinin zamana duyarlı malzemelerinin sağlanmasında hayati bir rol oynadı. Salgından etkilenen bölgelere özel uçuşlar gerçekleştirildi. Ancak yine de 2020 yılında rakamlar hava taşımacılığı için iyi bir gösterge oluşturmadı. IATA’nın verileri, global hava taşımacılığı pazarı için talebin 2019’a göre yüzde 10,6 oranında azaldığını gösterdi.

Geçtiğimiz yılın verileri, IATA’nın 1990’da kargo performansını izlemeye başlamasından bu yana yıllık talepteki en büyük düşüşe işaret ediyor. Ve küresel yolcu trafiği de 2019 yılına kıyasla yüzde 65,9’luk bir azalma kaydetti.

IATA’nın bir önceki CEO’su Alexandre de Juniac, bu rakamlar karşısında geçen yılı bir felaket olarak tanımlıyor. “Onu tarif edecek başka bir cümle bulamıyorum. Yaz sezonunda kısıtlamaların kalkması ile biraz iyileşme oldu ancak salgındaki yeni dalgalanma ve yeni varyantlar karşısında daha da ciddileşen seyahat kısıtlamaları getirildiğinden yıl sonuna gelindiğinde durum daha da kötüleşti” diyen Juniac, 2021’de de hava kargonun ne kadar fırtınalı olabileceğini söylemenin güç olduğunu ancak yolcu taşıma tarafının dar kapasite sebebiyle sert bir yıl geçireceğinin kesin olduğunu söylüyor.

McKinsey, hava kargo için dijitalleşmenin ve e-ticaretin büyük fırsatlar yarattığını belirtiyor

Yolcu pazarlarındaki toparlanmanın henüz gerçekleşememiş olması sebebiyle hava kargo pazarlarında hissedilen daralmanın sonu görünmüyor belki ama 2021’in başları ile beraber bir umut ışığı oluştu.

Önde gelen hava kargo analistlerinden CLIVE Data Servives’in verileri ve TAC Index Raporu, ocak ayı için kargo yük faktörlerinin yıllık yüzde 9 artışla yüzde 66’ya ulaştığını gösterdi. Ocak ayının son iki haftasındaki küresel yük faktörleri, ocak 2020’nin aynı dönemine göre yüzde 10 ile 15 arasında büyük bir artış yaşadı. Aylık hava kargo kapasitesi ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18 arttı.

CLIVE’in Genel Müdürü Niall van de Wouw, bu doluluğun seyahat ve eğlence ile değil, tüketicilerin yüksek değerli ürünlere olan talebi ile alakalı olduğunu belirtiyor. Wouw, diğer yandan bu rakamların önceki yılların ocak ayı ile kıyasladığında bir anormallik taşıdığı konusunda da uyarıyor ancak “Sektördeki mevcut dinamiklere baktığımızda şaşırtıcı gelmiyor. Geçenlerde bir hava yolu şirketi bana ocak ayında kasım ayı hacimlerini yakaladıklarını söyledi” diyor.

Tüm sektörlerin düzenleyicisi haline gelen COVID-19 ortamı, yeni virüs türleri ve artan aşı dağıtım ihtiyaçları nedeniyle pazarı daha da talepkar kılıyor; diğer yandan pandeminin taşıdığı yüksek belirsizlik nedeniyle hava taşımacılığı plan yaparak değil, yolda görerek uçmak zorunda kalıyor.

Bu bilinmezliğin oluşturduğu talep ile birlikte küresel arenada pek çok taşıyıcı, müşterilerine ocak, şubat aylarında kapasite taahhüdü garanti edemediklerini aktardı. Örneğin, Atlantik boyunca doğu batı yönlü hareket eden hava taşımacılığının kapasitesi ocak ayında önceki yılın aralık ayına göre yüzde 76, kasımına göreyse yüzde 88 daha yüksekti. TAC İndeksi’nden elde edilen veriler, hava kargo oranlarının sürekli bir değişim halinde olduğunu gösteriyor ve Asya dışındaki hava kargo kapasitelerinin yılın ilk ayında ilk iki haftadaki kısmi düşüşten sonra yeniden değer kazandığına dikkat çekiyor.

Hava taşımacılığının artan oranlarında hiç şüphesiz “avcılar” olarak adlandırılan yolcu uçağından kargo uçağına dönüştürülmüş uçakların payı yüksek. Ancak göbek taşımacılığındaki sıkıntı hâlâ sürüyor; bu da rakamlara eksi olarak yansımaya devam ediyor. Çünkü COVID-19’dan önce hava yollarında daha küçük uçaklar tercih ediliyordu ve bu durum lojistik ile nakliye firmalarına verimlilik sağlıyordu.

Salgın koşullarında endüstrinin ilerleyebilmesi ve daha sıkı bir iyileşme ortaya koyabilmesi için dijitalleşme ön plana çıkıyor

Boeing, 2018-2037 dönemi dünya hava kargo tahminine yönelik, 2 bin 650 yeni kargo uçağının talep göreceğini ve bunların yaklaşık yarısının 45 ton altı taşıma kapasitesinde olacağını belirtirken, Airbus aynı dönem aralığı için 39 bin yeni yolcu ve nakliye uçağına yönelik talebin yüzde 76’sının 10 ile 40 ton arasında taşıma kapasitesine sahip olacağını aktarıyor. Airbus, 2007 yılında ilk uçuşunu gerçekleştiren ve dünyanın en büyük yolcu uçağı olarak lanse edilen A380 modeli için 2019 yılında verilen siparişlerin bu sene itibarıyla iptal edilmeye başladığını ve Emirates dışındaki firmaların bu uçağı emekliye ayırdığını da aktardı.

Aşı Talebi Baskı Oluşturuyor

COVID-19 aşılarını dağıtmadaki hızlı telaş, kapasite ve nakliye ücretleri üzerinde de baskı oluşturuyor. Rakamlar, kilo başına 2,5 dolar olan taşıma fiyatının 25 dolarlara yükseldiğini ortaya koyuyor. Çabuk bozulan gıdalar, ilaç, elektronik ve yüksek değerli mallar gibi niş sektörlerde de bir artış olmasına rağmen aşı, nakliye talebinde daha fazla yoğunluk yaratmış durumda. Bu yoğunluk sonrasında lojistik firmaları ilaç ve aşıların nakliyesinde uzmanlık geliştirmek adına daha fazla emek ve zaman harcıyorlar; daha da önemlisi dar bir zaman aralığında hareket ediyorlar.

Örneğin, ilaç taşımacılığında uzmanlaşan ilk hava yollarından olan Lufthansa, sıcaklığa duyarlı yük taşıma kapasitesini sürekli geliştirirken; Delta Cargo, tüm aşı sevkiyatları için uçtan uca görünürlük sağlayan “Aşı İzleme Kulesi”nden faydalanıyor.

American Airlines Cargo ise aşılar da dahil tüm ilaç gönderilerine 7/24 göz kulak olmak için “Entegre Operasyon Merkezi”nde son teknoloji takip sistemleri kullanıyor. Başka firmalar ise yeni normal nakliye gereksinimlerini anlamak adına sağlık ve ilaç uzmanları ile çalışarak aşı görev gücü oluşturmaya, kritik sevkiyat yetenekleri geliştirmeye başladılar.

Diğer yandan hem aşı hem de diğer hassas ürünlerin sevkiyatı için sorunsuz bir soğuk zincir oluşturmak artık firmalar için daha da elzem.

Dijitalleşme ile Hizmet İyileştirme

Salgın, devam ettiği sürece hava kargo sektörünün tüm yönlerine baskı yapmaya devam edecek. Aslında tüm sektörler için bu baskı mevcut. Bundan dolayı da ticaretin ve ekonominin uzmanları tam normalleşmenin aşının dünya geneline yayılması hatta salgının ortadan kalkması ile sağlanabileceğini söylüyorlar.

Diğer yandan salgın koşullarında endüstrinin ilerleyebilmesi ve daha sıkı bir iyileşme ortaya koyabilmesi için dijitalleşme ön plana çıkıyor.

Yıllarca, hava taşımacılığı endüstrisi parçalanmış ve dijital dönüşüme yavaş bir şekilde adapte olması sebebiyle eleştirildi. Sektör son yıllarda bir dönüşüm yaşasa da paydaşlar arasında veri paylaşımı eksikliği ve farklı dijitalleşme hızları nedeniyle hava kargo tedarik zincirinde hâlâ çok sayıda sorun var. Bu da endüstrinin daha fazla verimlilik, üretkenlik ve tedarik zinciri görünürlüğü elde etmesini engelliyor. COVID-19 sonrası yeni normalde endüstrinin, dijitalleşme çabalarını hızlandırmak için hava kargo merkezleri üzerinde daha fazla baskı oluşturacağı düşünülüyor.

Uzmanlar, salgın döneminde lojistik şirketlerinin ürünleri izleme ve dijitalleşme ile sevkiyat süreci boyunca şeffaflık sağlamaya odaklanarak, hizmetleri iyileştirmeye çalışacaklarını söylüyorlar. Kaldı ki, pek çok firma, web sitesini yenilemenin yanında dijitalleşmeye daha fazla odaklanmaya başladı. Ayrıca güvenli ve online ödeme platformlarına olan yatırımlar ve yönelimler de ağırlık kazandı.

McKinsey araştırma firmasının ortağı Mark Williams, hava kargo için dijitalleşmenin ve e-ticaretin büyük fırsatlar yarattığına değiniyor: “Lojistik işletmeleri, müşteri etkileşimlerini dijital hale getirerek, talebi daha iyi tahmin etmek için analitik yöntemlerle verimliliği artırarak, elektronik hava konşimentolarını standartlaştırmak için veri sistemlerini geliştirerek ve kapıdan kapıya iş hacmini artırarak 2030 yılına kadar bugünün forwarding pazarının yüzde 15’ini ele geçirebilirler.”

Araştırmacılar ayrıca, hava taşıma sektörünün aktörlerinin başarılı olabilmesi için net değer önermelerine sahip olması gerektiğini vurguluyorlar. Bu da müşteriler için kişiselleştirilmiş çözümler üretmek, uçtan uca teklifler sunabilme kabiliyeti geliştirmek anlamına geliyor.

Daha Dijitalize Bir Sevkiyat Yeni Dönem Ajandamızı Oluşturuyor

Hava kargo taşımacılığında yaşanan gelişmeler ile açıklamalarda bulunan Globelink Ünimar Hava Kargo Müdürü Banu Mankut: “Tedarik zincirinin tüm paydaşları gibi hava kargo taşımacılığı da pandemi sürecinin başında çeşitli sıkıntılarla yüzleşti. Ancak gelinen noktada, özellikle de bu yılın başında gelmeye başlayan rakamlarla beraber tünelin sonunda ışık olduğunu da hepimize gösterdi. Ocak ve şubat ayında hava kargo trafiğinin pandemi öncesi seviyelere döndüğünü gözlemliyoruz. Bu, küresel ekonomi için oldukça ihtiyaç duyulan bir iyi haber oldu. Ancak yolcu taşımacılığı tarafında yaşanan durağanlık, kabiliyetlerin sınırlı şekilde seyretmesine neden oluyor. Bu sebeple de yeni önlemlerin ve yöntemlerin devreye alınması gerekiyor.

COVID-19’un artçıları ve belirsizlik hâlâ devam ederken mevcut şartları iyileştirmenin en hızlı ve kalıcı yolunu ise çevrim içi yöntemler oluşturuyor. Dijitalleşme alanında sektörün edineceği kazanım bundan sonraki süreç için netlik oluşturmak adına önemli. Esneklik kazanmak ve gelecekteki iş ile tüketici ihtiyaçlarına hazırlanmak için mevcut pazar durumunu sürekli olarak yeniden düşünmek, buna uyum sağlamak için daha çevik ve veri odaklı hareket etmek gerekiyor.

Geleceğin lojistiğinde lider olma hedefi ile hareket eden bir firma olarak biz de ajandamızı yeni gerekliliklere göre revize ettik ve daha sorumlu, daha dijital bir sevkiyat temel çerçevemizi oluşturuyor.

Globelink Ünimar hava kargo departmanı olarak, pandeminin başında sektördeki tüm paydaşlar gibi belli sıkıntılarla karşılaşsak da istikrarlı büyümemizi sürdürüyoruz. Bu dönemde -18 derecede yükleme ve dağıtım zincirinin tamamlanması ile Orta Doğu’ya sunduğumuz bozulabilir ürün ağımıza yeni ürünleri de ekledik. 2021’in ilk çeyreğinde faaliyetlerine başladığımız ve Türkiye’deki onuncu Globelink Ünimar ofisi olan Adana ofisimiz ile bölgenin taleplerine daha hızlı cevap veriyoruz.

Dünya çapında bozulabilir kargo taşımacılığının üst sınırlarını belirlemek ve küresel tedarik zinciri çözümleri sunmak için kurulan Perishable Logistics Network’ün kurucu üyelerinden biri olarak meyve, sebze, et, balık, yumurta, dondurulmuş gıda ve çiçek başta olmak üzere özel titizlik gerektiren ürünleri ilk günkü tazeliği ve gıda güvenliği standartlarında dünyanın dört bir yanına taşıyoruz.

Dünya çapında güçlü acente ve hizmet ağımız ile ithalat ve ihracat taşımaları, proje taşımacılığı, charter planlamalar, bozulabilir kargo, canlı hayvan, ETGB, mikro ihracat, e-ticaret lojistiği ve on board kurye servislerimiz başta olmak üzere sunduğumuz çözümlerle koşulsuz müşteri memnuniyeti anlayışıyla faaliyetlerimize devam ediyoruz.”

advanced divider

Her sayısıyla lojistik sektörünün güncel konularını okuyucuları ile buluşturan Argemonia’nın tüm sayılarına aşağıdaki linkten ulaşabilir, en güncel konuları Blog sayfamızdan takip edebilirsiniz.

    PAYLAŞ:

    Deniz Taşımacılığında Doğru Lojistik Firmasının Önemi
    Temmuz 5, 2024

    Türkiye’den Denizyolu ile Maden Taşımacılığı Rehberi

    Türkiye, gittikçe artan maden çıkarma kapasitesi ile küresel maden

    Kombine Taşımacılıkla Sınırları Kaldırmak
    Haziran 26, 2024

    Avrupa’dan Afrika’ya İntermodal Taşımacılık: Türkiye-Fransa-Afrika

    Ülkeler arasında yapılan taşımacılık faaliyetlerinde farklı lojistik çözümlerinin tercih