Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Koraltürk, İkinci Dünya Savaşı Ertesi Yurt Dışından Satın Alınan İlk Gemiler başlıklı makalesi ile Argemonia’nın 22. Sayısına konuk oldu.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’nin ulaştırma talebi artış gösterir. Ancak savaş nedeniyle yurt dışından gemi satın alma veya yeni gemi siparişi mümkün olmaz. Bu nedenle savaş yıllarında yeterince yenileme ve büyütme şansı bulamadığı ticaret filosuyla ihtiyacını gidermeye çalışır. Savaş ertesi ise Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’dan gemi satın almak ve gemi inşa ettirmek için adımlar atılır.
Bu amaçla ilk olarak bürokrat ve teknokratlardan oluşan bir satın alma komisyonu kurulur. Bu komisyon, başkanlığını yapan Devlet Demiryolları ve Limanları Genel Müdürü Fuat Zincirkıran’dan dolayı kamuoyunda Zincirkıran Komisyonu olarak da anılır. Komisyonun üyelerine gelince Devlet Demiryolları ve Limanları Genel Müdür Yardımcısı Şaban Dağ, Maliye ve Saymanlık Dairesi Reisi Rıza Şahek, Cer Dairesi Baş Mühendisi Hakkı Tomsu, Devlet Demiryolları mühendislerinden Feyzullah Ülgür, Devlet Denizyolları ve Limanları Umum Müdürlüğü Haliç Fabrikalar Müdürü Yüksek Mühendis Fahri Tanman, Kaptan Şefik Gögen ve Makinist Süheyl Peyker’dir.
Zincirkıran Komisyonu’nun Faaliyetleri
Zincirkıran Komisyonu, İsveç’ten 2 şilep (Ödemiş ve Edirne), ABD’den 2 tanker (Sivas ve Kocaeli), 7 yolcu gemisi (İstanbul, Ankara, Tarsus, Adana, Ordu, Giresun ve Trabzon) ve 8 şilep (Kastamonu, Kars, Malatya, Rize, Ardahan, Hopa, Yozgat ve Çoruh) olmak üzere toplam 19 geminin satın alımını gerçekleştirir. Bu gemilerin satın alımı sürecinde örneğin yakıt olarak kömür değil mazot kullanan gemilerin tercih edilmesi; satın alınan gemiler arasında “miks” yani yolcu-yük birlikte taşıyan gemilerden çok, yalnızca yük veya yolcu gemisinin bulunması gibi değişen ve gelişen koşullar ile ihtiyaçların gözetildiği söylenebilir. Yük gemileri içinde tankerlerin varlığı dikkat çeker. Keza satın alınan şileplerin de kabotaj taşımacılığından çok uzak mesafe seferleri için alındığı söylenebilir.
Zincirkıran Komisyonu tarafından satın alınan gemilerden özellikle yolcu gemileri uzun yıllar hizmet vermiş ve halkın da tanıdığı sevdiği gemiler haline gelmişlerdir.
Satın alınan yolcu gemileri de yalnızca kabotaj hattında kullanılmaz. Özellikle İkinci Dünya Savaşı nedeniyle yaşanan yolcu gemileri kaybından dolayı Akdeniz havzasındaki artan talep nedeniyle filoya katılan görece büyük ve lüks yolcu gemilerinin kabotaj hattı dışında, ilk kez kruvaziyer amaçlarla da Akdeniz’de kullanılmasına başlanır. Zincirkıran Komisyonu tarafından satın alınan bu gemileri 1950’lerde sipariş edilen yeni şilep ve yolcu gemileri izler. Böylece 1952’de DB Denizcilik Bankası TAO’nun faaliyet geçmesi ile yolcu taşımacılığında daha fazla varlık göstermenin ve 1955’de DB Deniz Nakliyatı TAŞ’in faaliyet geçmesini sağlayan olanaklar ortaya çıkmış olur.
Zincirkıran Komisyonu tarafından satın alınan gemilerden özellikle yolcu gemileri uzun yıllar hizmet vermiş ve halkın da tanıdığı sevdiği gemiler haline gelmişlerdir. Bunlardan İstanbul ve Adana 1932’de ABD, Virginia’da Newport News Shipbuilding and Drydock Company tezgahlarında inşa edildiler. 5 bin 236 grostonluk gemilerin boyları 123 metre, enleri 17,6 metre idi. Çektikleri su 9,6 metre olan gemilerin 6 bin 500 beygir gücünde tripil buhar türbinleri vardı. Tek uskurlu olan gemiler saatte 16 mil hız yapabiliyorlardı.
Önce Çankırı sonra Adana adı verilen gemi daha önce Monterey, Haiti ve Puerto Rico adlarıyla New York ve Orta Amerika limanları arasında çalıştı. İstanbul ise daha önce Colombia ve Mexico adlarını taşıdı. Uzun yıllar iç ve dış hatlarda çalışan bu iki güzel gemiden İstanbul 1966’da Adana ise 1967’de hizmet dışı kaldı.
Ankara, deyim yerindeyse Gülcemal gibi bir efsane gemidir. 1927’de ABD, Virginia’da Newport News Shipbuilding and Drydock Company tezgahlarında inşa edildi. 6.179 grostonluktu. Boyu 124,7 metre, eni 18,9 metre ve çektiği su 9,6 metre idi. 8 bin 500 beygir gücünde iki adet buhar türbini bulunan gemi çift uskurluydu ve saatte 19 mil hız yapabiliyordu. Önce Iroquois adı ile yolcu taşıyan gemi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan donanmasında Solace AH5 adı ile hastane gemisi olarak kullanıldı. 1949’da Türkiye’ye gelen ve Ankara adını alan gemi, Akdeniz hattının bir dönem en gözde gemisi idi. 1979’da hizmet dışı kaldı.
Tarsus Gemisinin Hazin Sonu
Tarsus, hazin sonu ile belleklerde izi kalan bir gemidir. 1931’de ABD, Camden’de New York S.B. Co. tezgahlarında inşa edilen ve ilk adı Exochorda olan gemi 9 bin 298 grostonluktu. Boyu 138,9 metre, eni 18,7 metre ve çektiği su 8,3 metre olan geminin 7 bin 200 beygir gücünde buhar türbini vardı ve tek uskurluydu. Amerikan Kara Kuvvetleri tarafından Harry Lee adıyla da çalıştırılan gemi 1948’de Tarsus adını aldı. Uzun yıllar Akdeniz hattında çalışan zamanın en güzel ve lüks gemilerinden olan Tarsus 14 Haziran-16 Ağustos 1954 tarihleri arasında ABD’ye turistik seferler yaptı. Bir kez de sergi gemisi olarak gitti. Tarsus, İstinye koyunda demirli iken bir kazanın kurbanı oldu. 14 Aralık 1960’ta, Yugoslav bandıralı Peter Zoranic ile Yunan bandralı World Harmony adlı tankerler İstanbul Boğazı’nda Kanlıca ile Tokmak burnu arasında çarpıştılar. Çıkan yangında Tarsus da yandı. İki gemicinin öldüğü kazadan sonra Tarsus hurdaya çıkarıldı ve sökülmek üzere İtalya’ya götürüldü.
Uzun yıllar Akdeniz hattında çalışan zamanın en güzel ve lüks gemilerinden olan Tarsus 14 Haziran-16 Ağustos 1954 tarihleri arasında ABD’ye turistik seferler yaptı.
İkinci Dünya Savaşı ertesi deniz ticaret filosuna katılan ilk motorlu dizel yolcu gemileri birbirinin eşi olan Giresun, Ordu ve Trabzon gemileridir. ABD’den 1949’da satın alınan gemilerden Ordu 1937’de Giresun ve Trabzon ise 1938’de Danimarka, Nakskov’da Nakskov Skibs A/S tezgahlarında inşa edildiler. 6 bin 790 gros tonluk gemilerin boyları 134,2 metre, enleri 17,8 metre idi. Çektikleri su 10,3 metre olan gemilerin İtalya, Torino, Fiat Grandi Motori yapımı, 6 bin beygir gücünde dizel motorları vardı.
Tek uskurlu olan gemiler saatte 14 mil hız yapabiliyorlardı. 528 yolcu kapasiteli gemilerden Giresun daha önce Aconcagua adıyla, Ordu gemisi Copiapo adıyla ve Trabzon gemisi ise Imperial adı ile çalışmıştı. İzmir ve Karadeniz sürat postalarını yapan bu zamanının hızlı gemileri özellikle Karadenizli gurbetçileri sıla ile yuva arasında taşıdı durdu. Bu gemilerden çok sevilen Ordu, 11 Ekim 1969’de Kurucaşile açıklarında çıkan yangından sonra hizmet dışı kaldı.
Giresun ise 1970’lerin ortalarında emekliye ayrıldı, Trabzon da 1967’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na devredildi. Erkin II adını alan gemi karargâh ve okul gemisi olarak kullanıldı. Denizaltı ana gemisi olarak kullanılırken 1982’de yandı ve Aliağa’da söküldü.