Küreselleşme ve Lojistik

Tarsus Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sezen Bozyiğit, Küreselleşme ve Lojistik başlıklı makalesi ile Argemonia’nın 21. Sayısına konuk oldu.

Günümüzde sadece kendi ülkesinde üretilen ürünleri satın alan insanların sayısı gittikçe azalmaktadır. Çünkü çoğu ürün bütünüyle sadece tek bir ülkede üretilmemektedir. Örneğin Alman menşeili bir arabanın motoru Fransa’da, direksiyonu Türkiye’de üretilebilmektedir. Amerikan menşeili bir ürünün çağrı merkezi Hindistan’da olabilmektedir.

Ülkelerin sınırları gittikçe birbirine yaklaşmakta ve birbirleri ile çeşitli konularda iş birliği içerisine girmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden birisi küreselleşmedir. İster sevelim ister sevmeyelim, küresel bir dünyada yaşadığımız aşikârdır.

Küreselleşme sadece ekonomik anlamda bir kavram değil; sosyal, kültürel, siyasal olarak da çok yönlü bir gelişmedir. Ürünlerini başka ülkelere de pazarlamak isteyen işletmeler küresel rekabetle karşılaşmışlardır. Küreselleşme sonucu hızla artan rekabet hem yerel hem de uluslararası pazarlarda işletmelerin bulundukları ortama ve koşullara etki etmektedir.

İşletmelerin hedeflerini gerçekleştirmesinde etkili olan rekabet; fiyat, kalite, hizmet, destek gibi birçok faktörle ilişki içerisindedir. Giderek artan rekabet baskısıyla işletmelerin var olabilmeleri için bu faktörlerde üstünlük sağlamaları gerekmektedir. Çünkü küreselleşmeyle beraber artan rekabet, işletmelerin maliyetlerini gözden geçirmesini zorunlu kılmıştır.

İşletmelerin maliyetlerinin önemli kısmını da üretim süreçleri oluşturduğu için değişikliklerin çoğu da bu yönde olmuştur. İşletmeler birçok ülkeye ürün satacaklarını düşünerek üretimlerini iş gücünün ucuz olduğu yerlere taşımaya başlamıştır. Böylelikle de üretim yapılan yer ile hedef pazarın ya da depoların arasındaki mesafeler artmıştır. Bu durum da lojistiğin önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır.

Stratejik Bir Öneme Sahip

Lojistik faaliyetleri işletmelerin rekabet gücünü doğrudan etkilemekte hatta işletmelere rekabet avantajı sağlamaktadır. Küresel rekabet ortamında işletmelerin bir ürünü kaliteli, faydalı veya düşük fiyatlı üretmesi tüketici için yeterli olmayabilmektedir. İşletmeler tüketicinin istediği zamanda, istediği yerde ve hatasız olarak ürünü tüketiciye teslim etmek zorundadır. Bu bağlamda lojistik, küreselleşmenin meydana getirdiği pazarlarda rekabet etmenin en etkili araçlarından biri hâline gelmiştir.

Rekabet ve ekonomik krizlerden kaynaklı zorluklar nedeniyle müşteri memnuniyetini sağlamak adına da işletmeler tedarik, üretim, dağıtım faaliyetlerinin entegrasyonunu sağlayarak rekabetin gerçekleşebileceğini anlamışlardır. Küreselleşmenin yoğunlaşması ve teknolojik gelişmelerin artması lojistik sektörünün faaliyetlerini daha verimli ve planlı bir şekilde uygulaması gereğini ön plana çıkartmıştır.

Küresel lojistik sektör büyüklüğünün 2023 yılında 15,5 trilyon ABD dolarına ulaşacağı ön görülmektedir.

Küreselleşme sürecinin getirdiği entegre lojistik kavramı doğru ürünün doğru yerde, doğru zamanda, doğru miktarda ve uygun fiyatla ulaştırılmasını öngörmektedir. Bundan dolayı da lojistik hizmetleri işletmeler için stratejik bir öneme sahiptir. Lojistik genel iş başarısının anahtarı olarak değerlendirildiği için de çoğu işletme bu konuda yapacağı değişiklikler ile ilerleme kaydetmiştir. 2000’li yıllarda işletmeler, lojistikteki çeşitli fonksiyonların en aza indirilmesi gereken bir maliyet yükü olduğunu savunan geleneksel görüşün aksine pozitif ‘katma değer’ rolüne sahip olduğu düşüncesini kabul etmiştir.

Dolayısıyla lojistiğin rolü ve önemi, işletmelerin ilerlemesi amacıyla temel bir imkân sağlayıcı olarak tanınmaya devam etmiştir. Dünya lojistik pazarının büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda yeryüzünde üretilen her 1 dolarlık değerin en az yüzde 25’inin lojistik alanındaki faaliyetlerden sağlanmaktadır. Her geçen gün uluslararası ticaretin artmasına bağlı olarak da küresel lojistik sektör büyüklüğünün 2023 yılında 15,5 trilyon ABD dolarına ulaşacağı ön görülmektedir.

İş Gücü ve Sürdürülebilirlik

Küresel rekabetin yoğun yaşandığı iş dünyasında tüm sektörlerdeki işletmeler rekabeti fırsata dönüştürebilecek adımlar atmak zorundadır. Bu noktada da ihmal edilmemesi gereken iki unsur vardır: Bunlar nitelikli iş gücü ve sürdürülebilirliktir. İşletmelerin en büyük amaçlarından birisi ekonomik anlamda varlıklarını sürdürebilmektir. Ancak asıl mesele bunu yaparken çevreye ve topluma zarar vermemektir.

Gün geçtikçe tüketici daha da bilinçli hâle gelmekte, çevreye ve topluma zarar vermeyen işletmelerin ürünlerini satın almaktadır. Taşıma modları, trafik, çevreye salınan zehirli gazlar düşünüldüğünde lojistik sektörünün çevreye zarar verme potansiyelinin oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Dünyada lojistik sektöründe sera gazı emisyonlarının dağılımı incelendiğinde bu oranın yüzde 89’unun taşıma ve yüzde 11’inin tesisler ve depolardan geldiği anlaşılmaktadır. 2018 yılında Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan 11’inci Kalkınma Planı Raporu’na göre uluslararası yük taşımacılığı sonucu oluşan 1.600 milyon ton (Mt) CO2 salınımlarının yaklaşık yarısı (830 Mt) denizyolu taşımacılığı, yaklaşık yüzde 40’ı karayolu taşımacılığı (630 Mt), yüzde 6’sı havayolu taşımacılığı ve yüzde 2’si demiryolu taşımacılığı sebebiyle oluşmaktadır.

Küresel rekabetin yoğun yaşandığı iş dünyasında iş gücü ve sürdürülebilirlik, ihmal edilmemesi gereken iki unsurdur.

İkinci olarak işletmeler açısından altyapı ya da teknoloji kolayca taklit edilebilen özelliklerdir. Ama teknolojiyi etkili kullanabilen insan kaynağı kolay taklit edilememektedir. Sektörün ilerlemesi ve gelişmesi bakımından eğitimli çalışanlara daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Hizmet sektörü olarak emek yoğun özellikte olan lojistik sektörü de yaşanan gelişmelere uyum sağlayabilmek için nitelikli iş gücü istihdam etmelidir. Böylelikle özellikle lojistik konusunda eğitim almış personeller işletmelerin sektörde bir adım önde olmasını sağlayacaktır. Üniversite düzeyinde verilen lojistik eğitimlerinin iş yeri uygulamaları ile desteklenmesinin yanında sanal gerçeklik ve oyun tabanlı eğitim entegrasyonu da verilen eğitimin niteliğini artıracaktır. İşletmelerin rekabet gücünde kritik bir nokta olan lojistik faaliyetlerin verimliliği ve sektördeki iş gücünün niteliği doğru orantılıdır.

Çalışanların sektöre yönelik doğru ve gerekli bilgileri bilmesi ve mevcut becerilerini ilerletmeleri ya da farkına varmadıkları becerilerini ortaya çıkarmaları son derece önemlidir. Bu noktada personele verilecek hizmet içi eğitimlere de gereken önemin verilmesi gerekmektedir. Lojistik sektöründe yapılan çalışmalar oryantasyon, rotasyon, mesleki gelişim gibi hizmet içi eğitimlerin personellerin işletmeye bağlılığını, işten duyduğu memnuniyeti ve motivasyonu artırdığını, hatta tükenmişlik sendromunu azalttığını ortaya koymuştur.

Önemli Bir Rekabet Aracı

Küreselleşmenin de etkisiyle iyice yoğunlaşan rekabet ortamında lojistik faaliyetler işletmelerin en önemli rekabet aracı hâline gelmiştir. Özellikle uluslararası ticarette küreselleşme ve lojistik birbiriyle yakın ilişkide bulunan iki aktördür. Bu nedenle stratejik bir bakış açısıyla hareket edip lojistiğin merkeze yerleştirilmesi gerekmektedir. Bu noktada gelecek nesilleri de düşünerek fosil yakıt kullanmayan araçlar, çeşitli taşıma modları için daha verimli rotalar veya hyperloop gibi yeni taşıma şekillerini içeren sürdürülebilir lojistik uygulamalarına ağırlık vermek, nitelikli iş gücü istihdam etmek işletmelerin sektörde fark yaratarak öne çıkmasını sağlayacaktır.

advanced divider

PAYLAŞ:

Her sayısıyla lojistik sektörünün güncel konularını okuyucuları ile buluşturan Argemonia’nın tüm sayılarına aşağıdaki linkten ulaşabilir, en güncel konuları Blog sayfamızdan takip edebilirsiniz.

    Deniz Taşımacılığında Doğru Lojistik Firmasının Önemi
    Temmuz 5, 2024

    Türkiye’den Denizyolu ile Maden Taşımacılığı Rehberi

    Türkiye, gittikçe artan maden çıkarma kapasitesi ile küresel maden

    Kombine Taşımacılıkla Sınırları Kaldırmak
    Haziran 26, 2024

    Avrupa’dan Afrika’ya İntermodal Taşımacılık: Türkiye-Fransa-Afrika

    Ülkeler arasında yapılan taşımacılık faaliyetlerinde farklı lojistik çözümlerinin tercih