- Temmuz 4, 2020
- Blog
E-öğrenme pazarının büyümesindeki en büyük faktörlerin başında kurumsal ve akademik sektörlerdeki esnek eğitim çözümlerine olan talep geliyor.
Amerika merkezli pazar araştırması ve strateji danışmanlığı firması Global Marketing Insights’ın yaptığı yakın tarihli bir araştırma raporuna göre, 2019 yılını 18,6 milyar dolarlık bir büyüklükle kapatan online eğitim pazarı, 2024 yılına kadar 200 milyar doları aşacak.
Çevrim içi eğitime olan talep, sosyal mesafe kuralı sebebiyle son aylarda hızlı (ve zaruri) bir yükseliş yaşıyor olsa da bu yeni bir durum değil. Bir yandan dijital sistemlerin ve işleyişlerin sürekli gelişmesi diğer yandan da küreselleşmenin hızlı ölçeği; dil ve yeni mesleki bilgilere duyulan ihtiyacı artırdı. Ayrıca kurumlar ve çalışanlar arasındaki rekabet seviyesindeki artış, sürekli güncel ve donanımlı kalmayı gerektirdiğinden, eğitim daha büyük bir önem kazandı. Bunun yanında fiziksel eğitime göre daha ucuz, esnek olması, tablet, telefon ve bilgisayarlar sayesinde eğitimin içeriğine anında ulaşılması, zaman tasarrufu sağlaması ve dünyanın istenilen üniversitesinden ya da sertifikasyon kurumundan hizmet alınabilmesi sebebiyle de e-öğrenim hızlı bir yükseliş yakaladı.
E-öğrenmenin geleneksel öğrenme yöntemlerinden ayrıştığı bir diğer nokta ise teknolojinin nimetlerinden en başarılı şekilde yararlanabilmesi. Çeşitli cihazlar aracılığıyla eğitim içeriklerine ulaşılabilmesinin ve derslere dahil olunabilmesinin yanı sıra eğitim sistemlerinde kullanılan çözümler, kişilerin yeteneklerine ve öğrenebilme yöntemlerine göre şekillenebiliyor. İnternetin küresel ölçekteki yüksek nüfuzu, gelişim ve tasarım araçlarının kullanılabilirliğini artırdı.
Eğitim Şirketler için Yeni Strateji Hamlelerinden
Yapılan analizler ve raporlamalar, çalışanların şirket içi eğitime ve sertifikasyon programlarına büyük talepte bulunduğunu gösteriyor. Amerika’da yapılan ve 12 binden fazla çalışanın katıldığı bir ankete göre, çalışanların yüzde 67’si kariyer yapabilmek ve işlerinde kendilerini güvende hissetmek için düzenli eğitimlerin olması gerektiğine inanıyor.
Şirketlerin çalışanlarına sundukları eğitimlerin ayrıca iş memnuniyetini artırdığı da görülüyor. Çalışanların kendileri adına geliştirdikleri bilgi ve beceriler, rekabeti her geçen gün artan dünyada, kurumların pozisyonlarını sağlamlaştırması noktasında da büyük önem arz ediyor. Eğitimlerin sunduğu bir diğer fayda ise çalışanların zayıf ve güçlü yanlarının tanınmasına olanak sağlaması. Bu hem performans değerlendirme hem de işlerin daha sağlıklı dağıtılması noktasında firmaların elini güçlendiren bir etken.
Çevrim içi eğitim programları ve sertifika kursları, çalışanların yeni bir endüstride, yeni bir yetkinlik için kampüse adım atmadan gerekli beceriler edinmelerini sağlayabiliyor.
Kurumsal eğitimin temel faydalarından birini de “müşteri memnuniyeti” oluşturuyor. Firmaların temel odağında müşteri memnuniyetinin yatması, çalışanların daha verimli ve kalifiye işler yaratmasını gerektiriyor. Globelink Ünimar İnsan Kaynakları Direktörü Levent Terzi de çalışan eğitimi ile müşteri memnuniyeti arasındaki ilişkinin altını çiziyor. Müşteri memnuniyetinin çalışan memnuniyetinden geçtiğini ifade eden Levent Terzi, “Mutlu çalışan mutlu müşteri” mottosu ile hareket ettiklerini belirterek şöyle diyor: “Ünimar Akademi’nin temel özelliği kişileri özgür bırakarak, kendilerinin kişisel, sosyal ve profesyonel alanda seçtiği eğitimlerle ilerlemelerini sağlıyoruz. Hem potansiyel yetenekleri şirketimize çekmek hem de içerideki potansiyeli geliştirmek için tüm teknik altyapımızı ve deneyimlerimizi içeriye aktarıyoruz. Bu sayede çalışanlarımızın verimliliğini ve motivasyonunu artırıp, bunu müşteri tarafında takdir ve memnuniyete dönüştürüyoruz. Biliyoruz ki, müşteri memnuniyeti kaliteli ve verimliliği yüksek işten geçiyor. Bu da çalışanla oluşan bir şey.”
E-eğitim Şirketlere ve Çalışanlara Esneklik Sağlıyor
Online olarak verilen eğitimler ise tüm bu faydaları sağlamanın yanında başka yönlerden de fark yaratıyor. Bunların başında esneklik geliyor. Çalışanların gününün önemli bir kısmını iş yerinde geçirdikten sonra fiziksel olarak eğitime geçmesi birçok kişi için yorucu bir süreç; e-eğitim ise, kişiye istediği yerde istediği şekilde çalışma fırsatı sunuyor. Çevrim içi platformlar, eğitim alan kişilerin bir sınava girmesine ihtiyaç duymadan da değerlendirmeler yapılmasına ve çalışanlara yönelik veriler toplanmasına imkan sunuyor. Hızlı hareket eden bir dünyada her türlü veriye anında ulaşılması da işin bir parçası. Sanal ortamdaki eğitimde verilerin her daim saklanabilmesi ve bir telefon aracılığıyla cepte taşınabilmesi, ihtiyaç anında başvurulmasını pratik hale getiriyor. Yine, teknolojik dünyada bilgilerinin anında değişebilmesi durumu da online eğitimi avantaja dönüştürüyor. Teknolojik altyapılar, fiziksel olanlara oranla daha hızlı yenilenebildiğinden her daim güncel kalınmasına imkan sunuyor. Ve elbette e-eğitimin büyük bir maliyet avantajına sahip olması, özellikle şirketler adına büyük bir kazanca dönüşüyor. Tüm bunlar bir arada değerlendirildiğinde online kurumsal eğitim şirketler için verimliliği ve kârlılığı artırma, çalışan memnuniyetini sağlama noktasında büyük bir stratejik hamle olarak ortada duruyor.
Levent Terzi de mekanların ortadan kalkmasının ve çalışanların kendi eğitim zamanlamalarını oluşturmasının eğitimden alınan faydayı üst seviyeye çıkardığını söylüyor ve “Eğitim artık sınırsız ve kolay ulaşılabilir bir formata sahip. Bu güncelliği yakalamak zorundayız. Bu, her şeyden önce küresel sisteme adaptasyonun bir gerekliliği. Gündem, alışkanlıklar, teoriler çok hızlı değişiyor ve ‘e’ platformlar sizin sürdürülebilirliğiniz için kurtarıcı ve destekleyici görevi görüyor” diye ekliyor.
Kurumsal Eğitim Platformları Artıyor
Eğitimin dijitalleşmesi, dünyadaki pek çok ülkede uzun bir süredir iş dünyasının gündeminde. Türkiye de bu değişimi radarına alanlardan. Türkiye’de online eğitimin geçmişi 20 sene kadar öncesine dayanıyor olsa da popülarite yakalamaya başlaması 5-6 senelik bir sürenin sonunda oluştu. Buna rağmen hâlâ çok ciddi bir aşama kaydettiği söylenemez. Bunun temelinde ise şirketler ve derneklerce sağlanan eğitimlerin büyük bir kısmının ücretli olması yatıyor. Bunun temelinde ise, pek çok eğitim kurumu tarafından verilen kurs ve sertifika fiyatlarının yüksek olması yatıyor. Yapılan araştırmalar, Türk tüketicilerin belirli kurumlarca verilen sertifikalı eğitimlerin ücretlerini yüksek bulduğunu gösteriyor. Diğer yandan bu algıya rağmen uzaktan eğitim programlarına kayıt yaptıran kişi sayısı geçtiğimiz sene itibarıyla 3,9 milyon kişiye ulaştı. Bu sayının üçte birini ise ikinci üniversite okuyanlar oluşturuyor. İkinci üniversite okuyan kişilerin temel amacını ise iş hayatında daha güçlü durabilmek ve kariyer hedefleri oluşturuyor. Eğitim maliyetinin düşük olması ve eğitime her yerden ulaşılabilmesi sebebiyle bu sayının önümüzdeki senelerde çok daha fazla olacağı belirtiliyor.
Bu arz talep dengesizliği son yıllarda Türkiye’deki pek çok endüstri firmasının kendi eğitim kurumlarını açmasını ve çalışanlarına eğitim vermesini sağladı. Şirketlerin kendi bünyeleri içinde oluşturdukları bu eğitim platformları çalışanları teknik, yönetim ve beceriler anlamında çeşitli parametrelere göre destekliyor. Bunun yanında Türkiye’de açılan kurumsal eğitim kurumlarının temelinde ise kalifiye eleman ihtiyacı yatıyor.
Globelink Ünimar İnsan Kaynakları Direktörü Levent Terzi:
Globelink Ünimar olarak, eski eğitim anlayışındaki standarttan uzaklaşarak, çalışanlarımız için özelleştirilen içerikleri baz alan ve içinde bulunduğumuz çağın özelliklerini yakalayan bir sistemi uyguluyoruz.
Şirketlerin kendi isimlerini taşıyan üniversiteler, liseler kurması eskiye dayansa da son yıllarda pek çok sektörde özellikle ara eleman ihtiyacının artması ve teknik liselerin yeterli sayıda olamaması, teknik eğitim veren kurumsal eğitim kurumu sayısını artırdı. Eğitime ilk olarak öğrenciler ardından kendi çalışanları ile başlayan firmalar, son zamanlarda bu eğitim içeriklerini ilgi duyan herkese açar hale geldi. Şirketlerin eğitimlerine olan ilgi ise online sistemin dönüşümü hızlandırdı.
Dijitalleşen dünya ile birlikte insan kaynaklarının ve çalışma sistemlerinin hızlı bir değişim içine girdiğini belirten Terzi, şirketler için her alanda olduğu gibi eğitim alanında da dijitalleşmenin kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Normal şartlarda kurumsal eğitimde dijitalleşmenin ortada vadede (2025-2030) tamamlanmasını öngördüklerini, pandeminin ise bu sürece hız kazandırdığını ifade eden Terzi, “İçinde bulunduğumuz bu süreç, bizim bu noktada teknolojik anlamda yeterli bir altyapıya sahip olduğumuzu gösterdi. Tabi ki geliştirilebilecek noktalar var ancak biz hızlı aksiyon alabilen ve uyumlu şekilde çalışabilen bir firmayız” diyor ve firmalar için kaçınılmaz olanın dijitalizasyon anlamında hızlı refleks göstermek olduğunun altını çiziyor.
Her sayısıyla lojistik sektörünün güncel konularını okuyucuları ile buluşturan Argemonia’nın tüm sayılarına aşağıdaki linkten ulaşabilir, insan kaynakları sayfamızdan daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz.
PAYLAŞ:
Stevedoring Nedir? Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?
Eski dönemlerden beri en yaygın ulaşım ve taşıma yöntemlerinden
Türkiye’den Denizyolu ile Maden Taşımacılığı Rehberi
Türkiye, gittikçe artan maden çıkarma kapasitesi ile küresel maden