- Ekim 16, 2024
- Blog
Bugünkü ihtiyaçları karşılarken, geleceğin kaynaklarına zarar vermeyen; çalışan ve toplum adına saygılı üretim süreçleri uygulanmasını sağlayan sürdürülebilir kurumsallık ve yaşam kavramı, son on yılda daha da önem de kazandı. Sadece kâr etmeye odaklanan işletme mantığının sürdürülebilirlikle yer değiştirdiği günümüzde, bu devam ettirebilir kalkınma modeli, iş dünyasının temel stratejilerinden birini oluşturuyor.
Çevreden, doğadan, iklimden ve atıkların yönetilmesinden sorumlu olan bu yeni iş yönetim anlayışını hayata geçiremeyen şirketler müşteri memnuniyetini de sağlayamıyor. Geleceğin iş yaşamının ve ticaretin en keskin maddelerinden birine dönüşen sürdürülebilir için rakamlar henüz yolun başında olunduğunu gösterse de gelecek beklentileri oldukça yüksek.
Yeşil Mutabakat nedir? Neyi Amaçlamaktadır?
Yeşil Mutabakat, Avrupa Birliği tarafından 2050 yılına kadar net sera gazı emisyonlarını ortadan kaldırmak, ekonomik büyümeyi kaynak kullanımından ayırmak ve tüm üye ülkelerde adalet ve refahı teşvik etmek amacıyla başlatılan kapsamlı bir eylem planıdır.
Emisyonların iddialı bir şekilde azaltılması, yeşil teknolojiye yatırım yapılması ve doğal yaşam alanlarının korunmasından herkes için adil ve kapsayıcı bir geçişin sağlanmasına kadar çok çeşitli politika girişimlerini kapsamaktadır.
Yeşil Mutabakat, özü itibariyle AB’yi modern, kaynakları verimli kullanan bir ekonomiye dönüştürmeyi amaçlamaktadır.
Temel hedefler arasında 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarında 1990 seviyelerine kıyasla %55’lik bir azalma sağlamak, yeşil teknoloji yoluyla ekonomik büyümeyi arttırmak, etkilenen endüstriler için adil bir geçiş sağlamak ve biyoçeşitliliği korumak yer almaktadır. Bu iddialı hedefler, ekonominin tüm sektörlerinde, özellikle de küresel ticaret sisteminde çok önemli bir rol oynayan lojistikte köklü değişiklikler yapılmasını gerektiriyor.
Yeşil Mutabakat ile Lojistikte Neler Değişecek?
Yeşil Mutabakat, lojistik sektöründe önemli dönüşümlere zemin hazırlamaktadır. İşletmeler, rota planlamasını optimize etmek ve karbon ayak izlerini azaltmak için alternatif, düşük emisyonlu araçların kullanımı ve dijital teknolojilerin entegrasyonu dahil olmak üzere sürdürülebilir uygulamaları benimsemeye teşvik edilmektedir.
Elektrikli karayolu araçları, güneş enerjisiyle çalışan depolar ve döngüsel ekonomi ilkelerinin benimsenmesi gibi yeniliklerin standart uygulamalar haline gelmesi ve lojistik faaliyetlerinin çevresel etkisini önemli ölçüde azaltması beklenmektedir.
Yeşil Mutabakat hedeflerine uyum sağlamak için lojistik, emisyon ticareti planları, karbon fiyatlandırması ve zorunlu sürdürülebilirlik raporlaması dahil olmak üzere daha katı düzenlemelerle karşı karşıya kalacaktır. Bununla birlikte,
Yeşil Mutabakat aynı zamanda ekonomik teşvikler, yeşil inovasyon için finansman ve çevre dostu uygulamalara geçiş yapan işletmeler için destek yoluyla çok sayıda fırsat sunmaktadır. Bu değişiklikler yalnızca çevresel etkileri azaltmayı değil, aynı zamanda operasyonel verimliliği artırmayı, uzun vadede maliyetleri düşürmeyi ve yeşil lojistik hizmetleri için yeni pazarlar açmayı amaçlamaktadır.
Profesyonellikle Yürütülen Yeşil Lojistik
Ticaretin gelişmesi ve artan rekabet ile birlikte lojistik sektörünün sunduğu çözümler de gelişmeye devam etmektedir. Lojistiğin hız kazanmasıyla birlikte karayolu, denizyolu, demiryolu ve havayolu taşımacılığına ek olarak birden fazla taşımacılık modunun da aktif olarak kullanıldığı taşımacılık alternatifleri de kullanılmaya başlanmıştır. Hammadde tedariğinden depolama koşullarına, paketleme faaliyetlerinden lojistik süreç yönetimine kadar tüm adımlarda çevreye en az etkiyi sağlayacak planlama ve uygulamaların yapılması yeşil lojistik faaliyetleri kapsamında uygulanmaktadır.
Müşteri istek, ihtiyaç ve taleplerini yerine getirecek planlamalar yapılırken ekolojiye karşı da yüksek duyarlılık gösteren firmalar, sürdürülebilir tedarik zinciri konusuna olan hassasiyetlerini de en üst seviyede tutarak lojistik planlamaları sırasında çevreye zararı olabilecek faaliyetleri en aza indirmeyi hedefleyerek çalışmaktadır.
Yeşil lojistik adı altında gerçekleştirilen faaliyetler arasında mamullerin üretimi ve dağıtımının sürdürülebilir bir yolla yapılması, çevresel ve sosyal faktörlerin her adımda göz önünde bulundurulması, gerekli analizlerin yapılarak ürünlerin en uygun planlamayla gruplandırılarak taşınması, otoriteler tarafından çevre dostu olarak tanımlanan motorlu araçların ve yakıtların tercih edilmesi, depolama ve diğer tesislerde yenilenebilir enerji kullanımı, paketleme ve sevkiyat işlemlerinde en az seviyede ambalaj malzemesi kullanımı, kullanılacak paket ve ambalajlarda geri dönüştürülebilir malzeme alternatiflerinin tercih edilmesi, geri dönüşüm faaliyetlerinin teşvik edilmesi ve ulaşım modları arasında esnek kurgular planlanması ve tersine lojistik faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi gibi faaliyetler yer almaktadır.
Sürdürülebilir Tedarik Hedeflerine Ulaşmada Deniz Lojistiğinin Rolü
Deniz lojistiği; altyapı, inovasyon ve sanayi , sorumlu üretim ve tüketim ve iklim eylemi ile ilgili olanlar da dâhil olmak üzere bir dizi Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi ile ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır.
Daha sağlıklı teknolojilerin benimsenmesi, emisyonların azaltılması ve operasyonel etkinliğin artırılması, deniz lojistik sektörünün sürdürülebilir kalkınmayı önemli ölçüde ilerletebileceği yollardır.
Sektör, rota optimizasyonu, yakıt verimliliğini artırmak için gemi tasarımının iyileştirilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş gibi girişimler yoluyla faaliyetlerini Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile entegre etmeye çalışmaktadır.
- Yakıt Verimliliği ve Gemi Tasarımındaki Gelişmeler
Deniz lojistiğinin çevresel etkilerini azaltma çabalarında sevk sistemi ve gemi tasarımındaki yenilikler büyük önem taşımaktadır. Su direncini azaltarak, havalı yağlama sistemleri ve daha yüksek aerodinamik verimliliğe sahip gemilerin tasarımı yakıt tüketimini ve emisyonları azaltabilmektedir.
Buna ek olarak, sektörde geleneksel ağır akaryakıtın yerine sıvılaştırılmış doğal gaz, etanol ve hatta elektrikli tahrik de dahil olmak üzere alternatif yakıtların kullanılmasına yönelik artan bir eğilim söz konusudur. Bu geçişin sera gazı emisyonlarının azaltılması üzerinde önemli bir etkisi olması beklenmektedir.
- Dijitalleşme ve Akıllı Teknolojilerin Uygulanması
Dijitalleşme ve akıllı teknoloji sistemlerinin denizyolu taşımacılığına önemli etkilerden biri de sürdürülebilirliğe katkı sunmasıdır.
Tedarik zinciri şeffaflığının geliştirilmesi için blockchain, rota planlaması ve gemi bakımının optimize edilmesi için yapay zeka ve IoT gibi çeşitli teknolojilerin uygulanması, enerji tüketimi ve emisyonlarda önemli düşüşler sağlama potansiyeline sahiptir.
Halen geliştirilme aşamasında olan otonom gemiler, güvenlik, verimlilik ve çevresel etkideki iyileştirmeler yoluyla denizcilik sektöründe bir paradigma değişikliği yaratma potansiyeline sahiptir.
- Liman Operasyonları ve Tedarik Zinciri Yönetimi İyileştirmeleri
Limanlar, denizcilik lojistik zincirinin hayati düğüm noktalarıdır ve çevrenin sürdürülebilirliği limanların faaliyetlerinden derinden etkilenmektedir.
Yeşil enerjiyle çalışan liman işletmesi girişimleri, daha sağlıklı denizcilik operasyonları için politikalar oluşturarak, liman ekipmanlarını elektrikli hale getirerek ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak emisyon azaltımına öncelik vermektedir.
Ayrıca, paydaşlar arasında daha iyi koordinasyon ve veri paylaşımı teşvik edilerek tedarik zinciri yönetimi geliştirilebilir, böylece bekleme süreleri ve atıl dönemler azaltılabilir. Bu da emisyonların azalmasına ve verimliliğin artmasına katkıda bulunabilir.
- Zorluklar ve Geleceğe Yönelik Beklentiler
Önemli ilerlemelere rağmen, deniz lojistik sektörü sürdürülebilirlik ilkelerini işleyişine tam olarak entegre etmede sayısız engelle karşılaşmaktadır.
Teknolojik kısıtlamalar ve düzenleyici çerçevelere ek olarak, bu engelleri aşmak için önemli yatırımlar gerekmektedir. Bununla birlikte, karbonsuzlaştırma, döngüsel ekonomi ilkelerini uygulama ve küresel işbirliğini teşvik etme çabaları, sektörün sürdürülebilir metamorfozu için yapıcı bir perspektif sunmaktadır.
Deniz lojistiği sektörü şu anda sadece Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SKH’ler) ulaşmaya çalışmakla kalmayıp aynı zamanda sektörün kalıcı yaşayabilirliğini ve esnekliğini garanti altına alan yenilikleri ve uygulamaları hayata geçirmektedir.
Deniz lojistiği, sürdürülebilir uygulamaların benimsenmesi, teknolojik ilerlemelerin desteklenmesi ve operasyonların optimizasyonu yoluyla daha sürdürülebilir ve müreffeh bir geleceğe önemli bir katkıda bulunabilir.
PAYLAŞ:
Parsiyel Taşımacılığın Özellikleri
Kelime anlamı olarak tüm olmayan, anlamına gelen parsiyel, bir
Havayolu Taşımacılığı Neden Tercih Edilir, Avantajları Nelerdir?
Kargo taşımacılığı esnasında herhangi bir ürünün, bir yerden alınarak