Teknoloji Cinsiyet Eşitsizliğine Karşı Dengeleyici Bir Unsur

Argemonia’nın 20. Sayısına konuk olan Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Başkanı Emine Erdem, teknolojik gelişmelerin kadının istihdamı ve girişimciliğini desteklemenin yanında iş dünyasındaki cinsiyet eşitliğini dengelemek adına da büyük bir unsur olduğunu söyledi.

Pandemi sürecinin kadın çalışanlar ve girişimciler için pek çok zorluğu beraberinde getirdiğine değinen KAGİDER Başkanı Emine Erdem, hazırladıkları “Pandemide Kadın Girişimciler” adlı raporun, pandeminin ne gibi zorluklar yarattığına geniş kapsamlı bir bakış sunduğunu ve bunlar nezdinde acil çözüm planlarının devreye alınması gerektiğini söyledi.

Kadının ekonomi, sosyal hayat ve politik alandaki yerini daha da güçlendirmek amacıyla hareket ettiklerini vurgulayan Erdem, bu misyon doğrultusunda pandemide de çalışmaya, kadınlar için proje üretmeye devam ettiklerini belirtti. Özellikle ticarette, teknolojide, tarımda ve toplumsal hayatta kadının varlığını, temsiliyetini destekleyecek çalışmalara ağırlık verdiklerini dile getiren Başkan Erdem, dijitalleşmenin gücü ile daha kapsayıcı bir platform yaratmaya çalıştıklarını ifade etti.

Teknolojinin kadının istihdamı ve girişimciliği adına yeni bir perdeyi araladığına dikkat çeken Erdem, teknolojik yeniliklerin ayrıca iş dünyasındaki cinsiyet eşitliğini dengelemede de büyük bir unsur olduğuna vurgu yaptı.

Derneğinizin üye profili ve kurumsal ölçekte çalışan profilini kısaca anlatır mısınız?

Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), Eylül 2002’de 37 kadın girişimci tarafından kuruldu ve 19 yıldır kadın girişimciliğinin yaygınlaşması, kadının ekonomide, sosyal hayatta ve politikada güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor.

Bugün 62 milyar dolar ciro ve 250 bin kişiye istihdam yaratan 46 farklı sektörden 400’e yakın üyeyi çatısı altında toplayan, kadınları bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde çok farklı platformlarda temsil eden bir sivil toplum kuruluşuyuz. KAGİDER ofis ekibi ise tamamı kadın altı kişilik bir ekip.

KAGİDER, 2021 yılına nasıl bir yol haritası ile girdi? Geçen seneden bu yana devam eden pandemi karşısında kadınlara ve kadın girişimcilere nasıl ulaşıyorsunuz?

Salgın sürecinde özellikle 4T’de yani ticarette, teknolojide, tarımda ve toplumsal hayatta kadının varlığını, temsiliyetini destekleyecek çalışmalara ağırlık verdik. Kadın girişimcilerin yaşamakta olduğumuz pandemi krizini yönetmeleri için gerekli mentorluk desteğini veriyor, deneyimlerimizi paylaşıp birbirimizden öğrenebileceğimiz dijital platformlar oluşturuyoruz.

Salgın sürecinde özellikle ticarette, teknolojide, tarımda ve toplumsal hayatta kadının varlığını, temsiliyetini destekleyecek çalışmalara ağırlık verdik

Kamu ihalelerinde kadınlardan daha fazla alım yapılmasını, genç kadınların iş hayatına hazırlanmasını, kadınların teknolojiyi daha fazla kullanmalarını, ticaret ve ihracat bağlantılarını ve network’lerini geliştirmeyi, pazara erişimlerini kolaylaştırmayı, tarım sektöründeki üretimlerini desteklemeyi ve şirketlerde fırsat eşitliği sağlamayı amaçlayan çok sayıda projemiz var.

Kamu ile temaslarımızda; kadın girişimcilerin sesi olmaya, kadın girişimciliği ve kadın istihdamı için atılabilecek adımları, özellikle şu zorlu süreçte verilebilecek destekleri çoğaltmaya gayret gösteriyoruz.

Türkiye’de girişimciliği genel olarak nasıl değerlendirirsiniz, Türkiye’nin iş hayatı, sosyal ve demografik yapısı, kültürü buna nasıl etki ediyor? Türkiye girişimciliği içinde kadınlar nasıl bir yere sahip? Pandemi bu sürece nasıl bir etki etti?

KAGİDER, bundan 19 yıl önce kurulduğunda ülkemizde kadın girişimci oranı yüzde 4’tü. Bugün ise yüzde 13. Bu artışta azımsanmayacak bir katkımız olduğunu mütevazılık göstermeden belirtmem gerekir. Bu yüzde 13 içerisindeki yüzde 2 ise salgın dönemindeki artışı gösteriyor. Evet, pandemi kadın girişimciler üzerindeki ağır etkilerinin yanı sıra, hane gelirine katkıda bulunmak isteyen kadınların girişimciliğe yönelmesine de vesile oldu.

Kadın girişimcilerin yüzde 70’i perakende, sağlık, danışmanlık, eğitim ve güvenlik gibi alanlarda operasyonel işlerde çalışıyorlar.

Biz bu süreçte IPSOS iş birliğiyle “Pandemide Kadın Girişimciler” adlı bir rapor hazırladık. Bu rapor pek çok çarpıcı veriyi içeriyor. Araştırmaya katılan kadın girişimcilerin yüzde 76’sı salgında zorlandıklarını ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 68’i iş hacimlerinin azaldığını bildirirken, iş hacimlerinin yarıdan fazlasını kaybedenlerin oranı yüzde 28. Yüzde 56’sı ise bu dönemde borçlandıklarını belirtiyor. Bunlar yarınımızı, ekonomimizin geleceğini belirleyecek çok ciddi oranlar.

KAGİDER, bundan 19 yıl önce kurulduğunda ülkemizde kadın girişimci oranı yüzde 4’tü. Bugün ise yüzde 13

Katılımcıların yüzde 57’si ticari, yüzde 35’i bireysel kredi kullanırken, yüzde 30’u ailelerinden borç aldıklarını kaydetti. Cirosu 50 bin TL’nin altında olan girişimcilerde ise aileden borç alma oranı yüzde 51’e çıktı. Kadın girişimcilerin yüzde 55’i ise firmalarını geçici olarak kapatmak zorunda kaldıklarını, 2020 yılında pek çok firma ise iş hacimlerinin azaldığını, ciroların düştüğünü ifade etti. Hükümetin salgınla mücadele için aldığı kısıtlama kararlarından firmaların yüzde 35’i çok, yüzde 43’ü kısmen etkilendiğini açıkladı.

Kadın girişimciler salgın sonrasında tekrar büyümeye geçebilmek için destek politikaları uygulanması gerektiğini düşünüyorlar. En fazla beklenen ilk beş destek; faizsiz uzun vadeli kredi verilmesi (yüzde 25), cirosunda yüzde 30 ve daha fazla kayıp olan işletmeler için özel destek paketleri hazırlanması (yüzde 17), kurumlar vergisi oranının azaltılması (yüzde 15), KDV oranlarının azaltılması (yüzde 13), işveren SGK payının 2021 yıl sonuna kadar alınmaması (yüzde 12) olarak sıralandı.

Yine rapordan çıkan önemli bir sonuç salgın döneminde kadın girişimcilerin günlük hayatlarının daha fazla zorlaştığı yönündeydi. Girişimcilerin yüzde 31’i ailesi virüs kapacak, yatırımları heba olacak, borçlar ödenemeyecek ve iş yeri kapanacak gibi düşünceler nedeni ile yoğun endişe duygusu yaşadıklarını aktardı. Katılımcıların yüzde 13’ü duygularını yorgunluk, yüzde 12’si ise bıkkınlık olarak ifade etti.

Diğer yandan pandemi ile hayatımıza yerleşen uzaktan çalışma sisteminin kadınların istihdamında ve yaratıcılığında olumlu bir etki oluşturabileceği, baskıyı ve mobbingi azaltabileceği söyleniyor. Buna katılıyor musunuz? Diğer yandan ev hayatında daha yoğun bir çalışma gerçekleştiren kadınlar için evden çalışma daha zor oldu, daha fazla kadın işten ayrıldı. Kamunun ve şirketlerin yapacakları düzenlemeler bu noktada nasıl bir düzelme yaratır?

Uzaktan çalışma sistemine geçişle birlikte birçok kadın çalışanın yaptığı iş ikiye, üçe katlandı. Ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımı ile birlikte şirket işlerinin yükü altında kaldılar. Salgın ile beraber okulların kapanması ve evde kalan yaşlıların artan bakım ihtiyaçları uzaktan çalışmaya geçen pek çok kadının ev içi işler ve bakım emeği konusundaki yüklerini de katlanarak artırdı. Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, salgın döneminde kadınlar ev ve bakım işlerine erkeklere oranla üç misli daha çok vakit ayırmak zorunda kaldı.

Teknoloji kadınlar için iş dünyasındaki cinsiyet eşitsizliğine karşı dengeleyici, koşulları biraz daha eşitleyici bir etken olmaya başladı

Bizim “Pandemide Kadın Girişimciler” raporumuz ise salgın döneminde kadın girişimcilerin günlük hayatlarının daha da zorlaştığını gösteriyor. Bu dönemde 10 kadından 6’sının ev işlerine, yemek yapmaya ve çocuk bakımına ayırdığı zaman, 10 kadından 5’inin de işe ayırdığı süre arttı.

Ayrıca, Doç. Dr. Emel Memiş’in hazırladığı “COVID-19 Salgınının Kadın Çalışanlar Açısından Etkileri” başlıklı, farklı ölçeklerde 339 şirketin katıldığı çalışmaya katılan kadınların yüzde 99’u artan ev işleri ve bakım sorumluluğunu, yüzde 97’si evden çalışma ile artan iş yükünü, yüzde 95’i endişe, psikolojik stres ve tükenmişlik duygusunu ve yüzde 89’u artan ev içi şiddeti öncelikli sorunlar olarak sıralıyor. Ayrıca bu çalışmada yer alan şirketlerin yüzde 76’sı çalışanların stresini azaltmak ve genel refahlarını desteklemek üzere önlem aldıklarını yönelik özel önlemler aldığını söylüyorlar.

Kadınların gelişmekte olan ülkelerde start-up ekosistemine ve ekonomiye olan katkısı nedir?

Kadınlar her fırsatta ekonomiye kazandırılmalı, ekonomik kazanımları korunmalı ve geliştirilmelidir. Kadının ekonomik gücü arttıkça sosyal ve siyasi konumu da güçlenecektir.

Kadınların ekonomiye sağlayacağı katkı ve ortaya çıkacak yeni dünyada oynayacakları rol vazgeçilmez bir öneme sahip. Çünkü kadının ekonomiye dahil olması ülkeleri daha hızlı refah düzeyine ulaştırıyor. Kadınların istihdama katılmasının sağlanması artık ülkeler için bir prensip meselesi olmamalı, bu daha çok bir kalkınma ve refah meselesi olmalı.

Raporlar ve araştırmalar, dijital dünyanın kadınlara büyük fırsatlar sunduğunu hatta kadınların bu noktada daha avantajlı olduğunu söylüyor, siz ne düşünüyorsunuz? Bu avantaj Türkiye için ne kadarlık bir pay sunar sizce?

Doğru, dijitalleşme ve ayrıca uzaktan çalışma kadınlar için iyi bir haber. Çünkü teknoloji kadınlar için iş dünyasındaki cinsiyet eşitsizliğine karşı dengeleyici, koşulları biraz daha eşitleyici bir etken olmaya başladı. Bu bakımdan tüm kadın girişimcilere, dijitalleşmeye ve dijital kanallara yatırım yapmayı ihmal etmemelerini ve nakit akışlarını çok dikkatli yönetmeleri gerektiğini hatırlatmak istiyorum.

Dolayısıyla kadınların dijitalleşmeye adaptasyon sürecini destekleyen, teknolojiyi daha fazla kullanmaya teşvik eden uygulamalar önemli. Salgın döneminde hayata geçen esnek ve uzaktan çalışma koşullarının yeni dönemde iş dünyası tarafından korunması, kayıt dışı, yarı zamanlı veya mevsimlik çalışan kadınların yeniden ve daha iyi koşullarda istihdam edilmesi, ekonomide toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek açısından ayrıca ehemmiyet arz ediyor.

Kadın Girişimciliğinin Artması İçin Özel Sektör, Kamu ve STK İş Birliği Önemli

Yakın bir zamanda DFDS’nin Türkiye’de faaliyet gösteren şirketi DFDS Akdeniz İş Birimi ile “Kadın için Taşıyoruz” adlı projeye imza attık. Bu proje ile kadın ihracatçılara ciddi destekler sunuyoruz.

Kadın için Taşıyoruz” küresel salgın etkisindeki bu zorlu ortamda kadın ihracatçılara önemli bir destek sağlayacak. Kadınların ekonomik hayata daha fazla dahil olması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin yanı sıra demokratik gelişim açısından da büyük önem taşıyan projemiz kapsamında bir yıl boyunca 50 kadın girişimcinin dış ticarete atılımını kolaylaştırmak, küresel pazarlarda rekabet güçlerini artırmak için taşıma desteği verilecek.

DFDS ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği ile kadın girişimcilerin işlerine destek olup ihracattaki kadın girişimci sayısını artırmayı hedefliyoruz. Değişim için özel sektör, kamu ve sivil toplum iş birliğinin gerekliliğine yürekten inanıyoruz. Bu anlamda örnek bir projeyi hayata geçirmiş bulunuyoruz.

advanced divider

Her sayısıyla lojistik sektörünün güncel konularını okuyucuları ile buluşturan Argemonia’nın tüm sayılarına aşağıdaki linkten ulaşabilir, en güncel konuları Blog sayfamızdan takip edebilirsiniz.

    PAYLAŞ:

    Deniz Taşımacılığında Doğru Lojistik Firmasının Önemi
    Temmuz 5, 2024

    Türkiye’den Denizyolu ile Maden Taşımacılığı Rehberi

    Türkiye, gittikçe artan maden çıkarma kapasitesi ile küresel maden

    Kombine Taşımacılıkla Sınırları Kaldırmak
    Haziran 26, 2024

    Avrupa’dan Afrika’ya İntermodal Taşımacılık: Türkiye-Fransa-Afrika

    Ülkeler arasında yapılan taşımacılık faaliyetlerinde farklı lojistik çözümlerinin tercih