Cross – Docking lojistik yönetim sisteminde kullanılan bir operasyonel tedarik stratejisidir. Lojistik işlemlerinin daha hızlı, efektif ve ekonomik sürdürülmesine hizmet eden Cross-Docking stratejisi sektörde son yıllarda ağırlığını giderek arttırmaktadır.

Genel olarak tüm dünyada lojistik yönetimi sevkiyata hazır hale gelmiş olan ürünlerin kategorilerine göre saklama koşullarına ayrılmasına dayanır. Ancak ürünlerin paketlenmesi, depolanması ve buradan dağıtılması belli bir zaman ve maliyet oluşturur.

Cross-Docking müşteri talebine göre tedarikçilerden alınan ürünlerin doğrudan teslim edilmesine dayanan bir yöntemdir. Bu sayede lojistik sürecine pek çok katkı sağlanmış olur.

Cross-Docking  Yöntemi Stok Yönetimini Kolaylaştırır

Cross-Docking yönteminin entegre lojistik sistemine getirdiği avantajlar arasında en önemlilerinden bir tanesi stok yönetimini çok kolaylaştırmasıdır. Cross-Docking sayesinde lojistik depolarının stok yükü oldukça azalır.

Çünkü ürünlerin depolarda bekleme süresi ve depoda bekleyen yük tonajı oldukça düşer. Çünkü ürünler müşteri talebine göre tedarikçilerden temin edilir ve paketlenir. Depolama sürecine dahil edilmeden doğrudan müşteriye sevk edilmeleri sağlanır.

Düşük stok seviyeleri envanter takibini kolaylaştırır. Bu da daha az emek ve daha az iş gücü maliyeti sağlar. Tam anlamıyla oturmuş ve sürdürülebilir bir formatta yürütülen Cross-Docking yönetimi sayesinde lojistik firmalarının depo alanı bir süre sonra düşüş gösterebilir.

Düşük depo alanı ihtiyacı bir süre sonra şirkete ekstra maliyet girdisi sağlayacaktır. Bu da daha sürdürülebilir bir iş modeli için oldukça olumlu bir durumdur.

Operasyonel Verimlilikte Cross-Docking Yönteminin Katkısı

Entegre lojistik alanında kendini iyice hissettiren Cross-Docking yöntemi firmalar için oldukça önemli bir kavram olan operasyonel verimlilik noktasında da pek çok avantaj sağlar.

Kaynakların daha verimli kullanılmasını ve üretkenlik artışını ifade eden operasyonel verimlilik Cross-Docking sayesinde lojistik sektöründe önemli değişimler yaşamaktadır.

Tedarik zinciri, depolama ve ürün teslimi basamaklarını kısaltarak işgücü ve çalışma süresi gibi konularda verimlilik artışına katkı sağlayan Cross-Docking depolama sürecini tasfiye ederek orta ve uzun vadede firmalara pek çok marjinal katkılarda bulunmaktadır.

Malzeme akışını hızlandırmak üzerine kurulu bir sistem olan Cross-Docking sayesinde lojistik firmaları ürün teslim hacimlerini önemli oranlarda arttırabilir. Bu hacim artışında depolama süresinden ve iş gücünden elde edilen tasarrufun rolü büyüktür.

Stok ve envanter seviyelerinin daha kontrol edilebilir seviyelerde seyretmesi firmaların proses kabiliyetlerini daha farklı alanlara kanalize edebilmelerine fırsat tanır.

Müşteri Memnuniyeti ve Cross-Docking İlişkisi

Küresel çapta rekabetçilik her iş kolunda oldukça önemli bir gerçektir. Global anlamda firmaları ve müşterileri rakipleri ile olan ilişkilerinde ön plana çıkaracak en önemli aşamalardan birisi de talep edilen ürünlerin hızlı bir şekilde teslim edilmesidir.

Cross-Docking yöntemi yapısı gereği lojistik sevkiyatları depolama sürecini ya çok azaltarak ya da tamamen bypass ederek hızlandırmayı öngörür. Bu yapısından dolayı entegre lojistik faaliyetleri söz konusu olduğunda en çok tercih edilen yöntemlerin başında gelmektedir.

Talep ettikleri ürünlere Cross-Docking sayesinde daha hızlı kavuşan müşteriler iş kolları ile ilgili pazarlarda daha rekabetçi bir tutum sergileyebilirler. Bu sayede daha canlı bir nakit akışı ve müşteri memnuniyeti çizgisi yakalayabilirler.

Bütün bu veriler ışığında firmaların Cross-Docking yöntemini operasyonel süreçlerinin bir parçası haline getirmeyi gündeme almaları tavsiye edilebilir. Cross-Docking yönteminin lojistik sektörünün geleceğinde daha önemli bir rol oynayacağı değerlendirilebilir.